Ayna Hikayesi'nde 4.Yıl / Bir Blog Yazarı Hikayesi


https://aynahikayesi.blogspot.com/2020/03/ayna-hikayesinde-4yl-bir-blog-yazar.html


Bugün günlerden 11 Mart ve, benim için doğduğum gün kadar önemli neredeyse. Çünkü yazarlık hikayemin başlangıcının 4. yıl dönümü. Öyle yazarlık falan afili oldu da, kendi aynasında kavrulan bir Blog Yazarı diyelim biz yine de :) Bu yazı da bir Blog Yazarı hikayesi. 3 Mart 2016'da sancılarım doruğa ulaştı. Artık doğum başlamıştı ve geri adım atılacak yanı yoktu. Bir yol bitmeli ve diğeri başlamalıydı. Önce inandım. Sonra denedim, oldu. Olmasaydı da başka bir yolu her zaman mümkündü. İşte, hayatımdaki dönüşümü tüm canlılığıyla yaşadığım bu yılda, ilk mucizem doğdu Mart'ın 11'inde. İsmini "Ayna Hikayesi" koydum.

Mucize sözcüğü kimine abartı gibi gelebilir. Bu, mucizeden ne anladığıyla ilintili. Ben artık mucizelerin denizleri ikiye ayırmak gibi, herkesin görebildiği şeyler olması gerekmediğini biliyorum. Nefes almak bile mucizeyken, bana neyin iyi geleceğini kim nereden bilecek. Öyle değil mi?.. Balkonumdan baktığımda yeniden kuşların seslerini duyar, rüzgarın tenimi okşayışını yeniden hisseder olmuştum. Yoktu ötesi...

Hatta, bir sözcüğün daha anlamını öğrendim o günlerde; aşk olmak. 'Ne yaparsan yap, aşk ile yap' diye bir slogan var ya bir süredir. Sanırım kolektif bilincin çağrısını ilk duyanlardandım. Hem kalbimde, hem de ruhumdaki bütün boşlukların doluşuna şahitlik etmek müthişti. Artık iş hayatının getirdiği mecburiyetler bitmiş, kızımla daha çok vakit geçirebilir olmuştum. Ayrıca artık çok sevdiğim ve zamanın içinde kaybolduğum okyanus yolculuklarım için de çok vaktim vardı. Hem artık gecenin içinde kulaç atmak zorunda değildim. Gönüllü sorumluklarımın dışında kalan tüm vaktimi yeni bir okyanusa dalarak geçiriyordum artık. Blog dünyasında olmak, yazmak, okumak beni çok mutlu ediyordu. Zaten benim sloganım da 'Ben bu gemiden mutlu ineceğim' değil miydi? Aşkın içinde kaybolur gibi, Bir olduğum şeyi bulmuş, aşk olmuştum.

Sevgili Evren'in, (Evren Günlüğü) bloğumun Gelecek Vaadeden Bloglar arasına girdiğini bildirmesi cesaretimi perçinledi, isteğimi çoğalttı. Ardından gelen 3. Blog Yazarları Çalıştayı'nda konuşmacı olmam başkaları için önemsiz olsa da, benim için inanılmaz heyecan verici ve muhteşem hissettiren durumlardı. Hislerim ve sezgilerimin rehberliğinde ve gözlemlerimin ışığında yürümemin, başkalarının ne düşüneceğinden önemli olduğunu öğrendim bu arada. Aynada kendimle buluşmalarımın tadı, bu yeni okyanus rengime aşık etti beni. En sevdiğim renk, gökkuşağı rengi derim her zaman. Kendi benliğime yolculuk etmek okyanussa, yazmak aşk olmanın bir yoluydu benim için artık. Tiyatro sahnesine çıkmanın dışında, diğer bir yolunu keşfetmiştim aşkın.

Sonrası yolun başka sapaklarını da merak ettim. Suyun diğer kolları, kimi kendiliğinden açıldı önüme. Akhisar Postası'nda Köşe Yazarlığı yapmak bunlardan biriydi. Köşe Yazarlığı havalıydı aslında :) Fakat, her ne kadar yazdığım her yazım içime sinmiş olsa da, beni tatmin etmeyen bir şey vardı. Köşe Yazarlığı, aynı zamanda gündemi takip eden yazılar yazmak anlamına geliyordu. En azından benim için öyleydi. Oysa ben sadece yazasım geldiğinde yazmayı seviyordum. Ismarlama aşklar değildi istediğim. Ben bağımsız olmalı, içimden geldiğinde sarılmalıydım kaleme. Hem herkesin söylediğini söylemek istemiyordum. Kalemimden çıkan cümleleri ilk kez duyar gibi olursam 'Ben' oluyordum aynada. Köşe Yazarlığının yapmak istediğim şey olmadığını anlayınca da son verdim. İçerik Editörlüğünü denedim bir süre. Aldığım kurs sonrası iyi bir firmayla freelance çalışmaya başladım. Fakat hem harcanan vakte nazaran fiyatın düşük oluşu, hem de yazdığım konuların öğrenmek istediğim alanlarla uzaktan yakından alakasının olmayışı tatminsizlik yarattı. Dolayısıyla bu sapaktaki yolu da pek sevmedim. Fakat bana çok şey kattığını ve yazmaya dair geliştirdiğini de eklemeliyim.

Yakın bir zamandır da, aşk olmanın yeni bir yolunu daha buldum kendime; kağıt. Gazete kağıdının, ellerinde can buluşunu izlemek müthiş. Dileyen verdiğim linklere tıklayarak bahsi geçen yazılarıma ulaşabilir. Sadece şu anda beni yazmak kadar kendime getiren bir uğraşım var desem yeter diye düşünüyorum. O yüzden detaya girmeyeceğim. Geri dönüşümün büyülü dünyasını ve Kağıt Heykel Sanatını çok seviyorum. Bu dönüşüm benim için bir simya. Ben de tülümü atıp, Ay oldum. Güneşten, kaynaktan aldığımı yansıtan Ay Simyacısıyım şimdilerde ;)

İşte böyle, bloğumu açmaya karar verişimden bu güne, 4 koca yıl böyle geçti. En azından yazma sürecimin başlayış ve sürüş hikayesi bu şekilde oldu. Yarınlarda neler olur bilmiyorum. Ben yalnızca beni yaşama aşkla bağlayan ne varsa onu yapmak istiyorum. Kimi zaman biri diğerinin önüne geçebilir. Hiç dert değil. Çünkü biliyorum ki; arayış ve buluşlarımın birleşme yeri her zaman Ayna Hikayem olacak. Kendime, özüme beni yaklaştıran ne varsa, o, benim rengim. Ayna Hikayesi ise, benim gökkuşağım...  🌈

İçinde bulunduğumuz yıl, dünyamız için oldukça zor bir dönüşüm yılı. Korku, endişe duygularımızın belki de en çok yükselişte olduğu bir zamandayız. Yine de, bu dönemde yaşamayı seçmiş cesur ruhlarız her birimiz. Belki kaybımız çok ama; yine de aydınlığın, karanlığın önüne geçeceğine olan inancım tam. Mucizelerin, ve özümüzü yansıtan güzelliklerin Biz'i bulacağı bir yaşam dileğiyle...

Aynam(n)dan aynan(m)a🌜🌞

Var oluşa aşkla 💙💙💙




Aytül Örcün Laçin




Not: Yine zamanı yakalayamama huyumun pençesine takıldım ve yazıyı yayımlama tarihim 12 Mart'a sarktı :( Öyleyse benim için anlamlı olan bu günde, zamanımı daha iyi kullanabilmeye niyet ettim:)
 



Ayna Hikayesi'nde 4.Yıl / Bir Blog Yazarı Hikayesi Ayna Hikayesi'nde 4.Yıl / Bir Blog Yazarı Hikayesi Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com on Perşembe, Mart 12, 2020 Rating: 5

19 yorum:

  1. Cok anlamlı bir yazı.. ifade sekli yazıya duygulari aktarma muhtesem🌺🤗

    YanıtlaSil
  2. Duygu yüklü bir aşk hikâyesi:) Nice dört yıllara, zevkli uğraşlara...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Osman Bey😊 Hep birlikte keyifle, güzellikle🙏🌸

      Sil
  3. Çok yazmalı nice yıllara :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Miladımın başlama vesilesi Sevgili Evde Yazar😍 çok teşekkürler 💜🍀

      Sil
  4. Kağıt heykellerini hayranlıkla izliyorum, hepsi şahaneler.

    Nice nice yazılara hep bilikte inşallah ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Şebocum😍❤ Ellerimizle var etmeyi seviyoruz çünkü ikimiz de🙃 Nice yıllara, birlikte🍀

      Sil
  5. daha nice güzel yıllara ,güzel yazılar yazmanız dileğiyle....

    YanıtlaSil
  6. Sizin de 5. yılınız kutlu olsun şimdiden😊 nice nice yıllarımız olsun🎉🎊

    YanıtlaSil
  7. İyi ki yazmaya başlamışsın da seni tanımışız Aytül. Hep yaz, nice yılları olsun blogunun , yeni hobinin de yolu açık olsun. İnsan mutlu olduğu şeyleri yapmalı ki sen öyle yapıyorsun, yapmaya devam et inşallah.

    YanıtlaSil
  8. Ben de sizleri iyi ki tanıdım Kadriyecim🙏😍 Benzer duygularda olduklarınla buluşabilmek müthiş. Hep birlikte nice senelerimiz olsun❤😚

    YanıtlaSil
  9. Sen hep yaz ve üret Aytül'üm anın da olmasa da ben illa ki gelir okurum.
    Güzelliklerin ışığını daima saçsın canım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canim Haticem, varlığını bilmenin, sevgini hissetmenin değeri paha biçilemez. O yeter, sen bloğa uğrayamasan da olur ;) Ben de blogları da sosyal medyayı da düzenli takip edemiyorum. Kaç parçaya bölünüyor insan :)
      Işığımı parlatanım, varlığına teşekkürler...

      Sil
  10. Nice yıllara ama bir ben büyüyemedim şu sektörde. İstihdam yok hocam. Adsense bile paramı geç yatırırken ben nasıl ayakta kalayım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarak para kazanmak biraz zor görünüyor. Blogdan para kazanan arkadaşlar vardır illa ki. Ama o zaman farklı bir çizgide olmak gerekiyor. İçinden geldiğince yazamazsınız mesela. Ve bu benim tercih etmediğim bi durum. Okuyucu sayısının artışını görmek ise, en mutlu eden yanı bloğun.
      İş böyle olunca, siz paranızı geç alıyormuşsunuz, ben henüz hiç almadım :))
      Kolaylıklar dilerim.

      Sil
  11. Duygularımı anlatmışsınız. Ben de başka şeyler denemek istedim mesela içerik editörlüğü gibi, sizin denediğiniz gibi ama aynen ben de hiç alakam olmayan konularda yazmak istemedim. Yapamadım yani. Bu yüzden reklam yazarı da olmak istemedim. Aynen ben de yazmak istediğim zaman yazmak istiyorum. Bu arada blogunuz beni aşırı kendine çekti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel, çok sevindim :) Blog yazmanın en en güzel yanı bu işte; aynı duygularda olduklarına ulaşabilmek, buluşabilmek. Hatta yalnız olmadığını hissetmek. Hem okuyan hem yazan için...
      Sevdiğin işten kazanç sağlamak harika olur tabii. Umarım hayat, gönlümüzdekilerle buluşturur bizi. Uğruycam bloğunuza en yakın zamanda ;)

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.