Çukur'daki Diyalektik < ··· >

https://aynahikayesi.blogspot.com.tr/2018/05/cukurdaki-diyalektik.html


"Ben asla dizi izlemem. Hep belgesel! " diyenlerden misiniz, yoksa tam bir dizikolik misiniz? Çekoslavakyalılaştırabildiklerimizden misiniz, yoksa değil misiniz? Tamam zor sözcük, kabul ediyorum. Ama ben bu sözcüğü kolayca söyleyebilenlerden ve nadir de olsa, seveceğim bir dizi bulursam izleyenlerdenim.😉 Bunlardan bir tanesi de, Show TV'de ekrana gelen Ay Yapım imzalı "Çukur" adlı dizi oldu. Aslında başlarda kendimi sorguluyordum. "Silahlı, mafya mufyalı bir dizi dikkatimi bile çekmezdi. Niye hala seyrediyorum?" diye. İlk bölümünde, televizyon kanalı tesadüfen açık olduğu için göz ucuyla bakıp, bir yandan da blog okuyordum. Sonra daha bir dikkatimi çekti. Rock müzik yapan yakışıklı ve iyi bir adamla, genç güzel bir kadının sevimli aşk hikayesi hoşuma gitmeye başladı; bıraktım elimden bilgisayarı. O sırada genç adam, bir dönem Erkin Koray'a ait olan gitarını satıp, müstakbel eşinin hayalini gerçekleştiriyordu. Paris'te evlenme teklifi! Biz kadınlar severiz sürprizleri ne de olsa ;) Ama, benim bu diziyi sevmemdeki sebep farklıydı yine de.


https://aynahikayesi.blogspot.com.tr/2018/05/cukurdaki-diyalektik.html

Dizinin Müzikleri Müthiş 🎵👌

Saçma sapan duygu sömürüsüyle insanları ekrana bağlayan, ağlak, abudik gubidik dizilerden sonra, şöyle kaliteli, konusu farklı bir şeyler izlemek keyifli olacak neyse ki derken; dizi başka yöne ilerledi. Anlatmaya gerek yok, bu yazıyı okuyanlar zaten dizi hakkında fikir sahibi olanlardır diye düşünüyorum. Öncelikle bir izleyici olarak; ara sıra serzenişte bulunduğum, kurguda eksik bulduğum taraflar yok değil açıkçası. Ama dizi müzikleri bence müthiş! Kimler ve neler yok ki! Cem Karaca, Erkin Koray, Musa Eroğlu, Neşet Ertaş gibi efsanelerin yanı sıra, Ceylan Ertem'den Cem Adriyan'a, Fazıl Say'dan Toygar Işıklı'ya kadar bir çok sanatçıya da ev sahipliği yaptı dizi. Eypio'nun dizi için özel hazırladığı; 'Gömün Beni Çukura' ve Gazapizm'in 'Heyecanı Yok' adlı parçaları da müzik listelerinde zirveye oynuyor. Vartolu karakteriyle özdeşleşen, Musa Eroğlu'nun eşsiz yorumu ve bestesi, Abdürrahim Karakoç'un ise unutulmaz sözleriyle 'Mihriban' türküsünün yeniden dillere dolanması da dizi müziklerinin ne kadar seçici ve yerinde olduğunun kanıtı gibi. Tüm sanat dalları arasında, insanları aynı duyguda en kolay birleştireni müzik bence. Sanatın büyüsüne inanan biri olarak, diğer türlere haksızlık etmek istemem asla. Yine de, müziğin duygular üzerinde yüksek tesir etkisi yarattığı görüşündeyim.


https://aynahikayesi.blogspot.com.tr/2018/05/cukurdaki-diyalektik.html

Çukur Duvar Yazıları ve Çukur Dövmesi 💒 < ··· >;

Müzikleriyle izleyiciyi kendine daha bir bağlayan dizide, kullanılan duvar yazıları da fark yarattı. "Sıkıntı yoksa, sıkıntı var demektir." dillere en çok dolanan duvar yazılarından biri oldu örneğin. Her bölümde, duruma uygun duvar yazıları tam bir tamamlayıcı unsur oluşturuyor kanımca. Tabii ki sadece o haftaki bölümle sınırlı kalmayıp, sosyal sorumluluğu da elden bırakmadı Çukur. "Otizmin farkındayız. Onların yanındayız." duvar yazısında olduğu gibi.


Vee, tabii ki dizide en çok gündeme taşınan özelliklerden biri de; Çukur'un simgesi olan dövme. Aynı dövmeden, mahallede yaşayan bir çok kişide bulunuyor ve Çukur'dan olanların birbirlerini tanımasalar da birbirlerini bilmelerini sağlıyor. Artık tişörtlerde de yerini alan, hatta bu yaz bir çok kişinin vücudunda göreceğimizi düşündüğüm bu dövme, bence yaza da damgasını vuracak. Hatta kalıcısını yaptırma cesaretini gösterenlerin de olacağını düşünüyorum ben. Her şeyin fanatikliğinin zarar getireceği gibi, bir anlık hevesle, kalıcı bir imzayı bedenlerinde taşımadan önce, bir kez daha düşünmelerini öneririm yine de.😉


https://aynahikayesi.blogspot.com.tr/2018/05/cukurdaki-diyalektik.html

Dizinin Negatif Tesiri Var mı?❌

Seviyoruz, bir çok açıdan medhediyoruz ama, yazının başlarında demiştim ya mafya falan diye, umarım ilerleyen bölümlerde daha bir üstüne düşülür bu olumsuzlukların. Yani, sonuçta iyilik, mertlik esasında yaşayan bir aileden yola çıkıyor dizinin konusu. Gelgelelim bu mert aile, silah satarak mahalleliyi koruyor ya da destek oluyor. 'Ee, bu ne perhiz, ne lahana turşusu şimdi' denmez mi? Denir elbet. Tamam uyuşturucuya kesinlikle karşı Koçavalılar, ama silah ticareti falan hiç olmadı işte. İzleyici kitlesinin, daha çok genç kesimden oluştuğu düşünülürse, bir özenti oluşabilir. Malum, gençlik çağı, tam kanın kaynadığı, kendini bir yerlere dahil hissetme isteğinin tavan yaptığı bir dönem. Kavgacılığın delikanlılık, gücün bilek gücü, parası olanın kral sanıldığı günümüz penceresinden de bakacak olursak, bence dizinin negatif tesir yaratma olasılığı da var. Hala, bir umutla bekliyorum; silah, kavga dövüş vs.nin, vahim sonuçlardan başka bir şey getirmeyeceğinin de vurgulanacağı bölümü. Çukur'da doğsan da, başka bir hayatın mümkün olduğunu, ekranda da bir an önce görmek istiyorum artık!

https://aynahikayesi.blogspot.com.tr/2018/05/cukurdaki-diyalektik.html

 'Ağır Roman' ya da 'Baba' Filminden mi Esinlenildi? 👀

Senaryonun çıkış noktasına dair kesin bilgi bulunmasa da, medyada benim gibi düşünenlerin sayısı az değil. 'Baba'yı izleyenler, özellikle dizideki karakterlerin birebir karşılığını bulacaklardır. Ama bir 'Ağır Roman' hayranı olarak ben, iskeletin 'Baba'dan, ruhun 'Ağır Roman'dan esinlenildiği görüşündeyim. 2. Bölümden itibaren doğallığı ve kötülüğünün altında başka bir şey sezinlediğim, en severek izlediğim karakter; Vartolu Saadettin'in asıl isminin Salih olması mesela... Ağır Roman'daki  baş rol karakter, bıçkın delikanlının ismi de Salih'ti. 'Kolera' adlı sokakta, yaşamın kıyısında, kendi algılarınca var olmayı başaran bir grup insanın hikayesiydi anlatılan. Tıpkı Çukur'daki gibi. Sonuç itibariyle bu iki kült film de, Çukur da, hayatın basitliği ile insanların acımasızlıkları arasında savrulan yaşamlardan kesitler sunuyor izleyiciye. Varsın esinlensin, önemli olan güzel bir şey ortaya çıkmış olması.😉 Ve yine dizideki bir duvar yazısında dediği gibi; "Küçük kalbimize sığdırdığımız büyük çukurlarımız var bizim." Belki de ondan sevdik bu kadar Çukurdakileri, kim bilir?


https://aynahikayesi.blogspot.com.tr/2018/05/cukurdaki-diyalektik.html

Gelelim Çukur'daki Diyalektiğe 😈😇

Vartolu'dan bahsettik ya az önce, işte kötünün içindeki iyiliğe dair en göze çarpan, belirgin örnek; Salih. Hiç bir insanın aslında kötü doğmadığı/olmadığının kanıtı gibi. Uzun yıllar boyu "safsın sen" yaftalanmalarıma rağmen, bir yanım haklı bulsa da söyleyenleri, bir yanım hala inanmaya devam etti kötülerin de içinde iyilik olduğuna. Biliyorum ki, hiç bir bebek kötü olarak gelmez bu dünyaya. Aile, çevre, yaşam şartları yoğurur minik ve masum hamuru. Yine de insana verilen en özel hediye belirler karakteri; seçme hakkı. Peki ya, seçeneklerin azlığındaki seçeneksizlikleri çocukluk travmaları yaratan, sürekli ezilen, aşağılanan, bedensel ve ruhsal olarak yağmalanan masum çocukların karakteri ne yönde oluşur sizce? Empati yapmadaki farkındalığın, dönüm noktası olsa gerek bu konu. Bazen deriz ya, 'her şey üst üste geliyor' diye. Yetişkin olarak bile; 'Yoruldum artık baş edemiyorum' derken, ya da 'Neden benim başıma geldi bu?' diye sorgularken bulmadınız mı hiç kendinizi? Peki korunmaya muhtaç olan bir çocuğun, hayatla mücadelesi ve iyi bir insan olma yolunda kendine seçenek yaratabilmesi, ne kadar mümkün?..


Tabi ki herkesin algıda seçiciliği farklıdır. Her severek yaptığımız eylemde bulduğumuz tat da farklı olacaktır. Yaşam dediğimiz armağan, hepimize farklı deneyimlerle, başka başka şeyler öğretmeye devam ediyor. Müziğiyle içine alabilmesi, konusu, senaryosu, yönetmeni, başarılı oyuncuları, kurgusuyla, birbirinin farklı versiyonu olan piyasa dizilerinin önüne geçebilmesindeki başarısı da ortada. Ama bu dizide benim kendi adıma öğrendiğim; kimsenin Öz'ünün kötü olmadığı. Yolda karşılaştıklarımız bizleri kötüye sürüklese de, tüm kötülüklerin altında yatan tek bir sebep var; SEVGİSİZLİK. Ve hepimizin zaman zaman düştüğümüz kendi Çukurumuzdan çıkabilmemizin de tek bir yolu var; SEVGİ. Kazı kazan kartı gibi, kötülüklerin kazınıp, altındaki 'İnsan'ın ortaya çıkacağına dair kocaman umutlar, ve kocaman sevgilerimle iyi seyirler hepimize. 💖


https://aynahikayesi.blogspot.com.tr/2018/05/cukurdaki-diyalektik.html


Aytülpedia ;)

Senaryosunu Gökhan Horzum'un yazdığı, yönetmenliğini Sinan Öztürk'ün üstlendiği dizide son dönemin gözde oyuncularından Aras Bulut İynemli, Dilan Çiçek Deniz, Erkan Kolçak Köstendil, Öner Erkan, Rıza Kocaoğlu, Nebil Sayın, Kubilay Aka ile usta oyuncular Ercan Kesal ve Perihan Savaş buluşuyor.


https://aynahikayesi.blogspot.com.tr/2018/05/cukurdaki-diyalektik.html
23. Altın Objektif ödül töreni - "Yılın Dizisi" ödülü / Çukur
NOT: Akhisar Postası 03.05.2018 tarihli köşe yazımdır.

Çukur'daki Diyalektik < ··· > Çukur'daki Diyalektik  < ··· > Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com on Pazartesi, Mayıs 28, 2018 Rating: 5

32 yorum:

  1. çok iyi bir dizi analizi olmuş Aytülcüğüm
    ben d ebaşlarda çok sevmiş ve izlemeye başlamıştım
    bir ara verdim çok mafya olmaya başladığında
    dün şöyle bir baktım ki senanın kafa gitmiş :)
    bu ortama dayanmak kolay değil tabi
    sevgi ve selamlar sana

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru söylemişsin Fatmacım, bu ortama dayanmak kolay değil :)) Mafya, töre... acılı hikayeler hep prim yapıyor maalesef. Bu anlamda, kendi türünde iyi bir dizi. Tabii izlerken odak noktası insan duyguları baz alındığında ;) Sevgilerimle canim...

      Sil
  2. bu sezon kaçırdım bu diziyi yaz tatilinde eşimle izleyelim istiyoruz geçen sezon "İçerde" yi aynı heyecan ile izlemiştik oda çok iyiydi bana göre....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de kendimce içinde farklı şeyler buldum izleyince. Sevdiğiniz bi tarzsa izleyin derim ;)

      Sil
  3. Güzel bir dizi, güzel de analiz etmişsin. Emeğine sağlık. Dediğin gibi nereden esinlendi bilinmez lakin adamlar güzel bir iş çıkartmışlar ortaya kendini bir şekilde izlettiriyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler :) Tam da öyle; bir şekilde izlettiriyor. Çiğdem hesabı, başlayınca bırakamıyorsun :))

      Sil
  4. Ben hala direniyorum bu diziyi izlememekte.
    Yok öyle dizi izlemem ben saplantısında değilim ama ne biliyim bir türlü kesiştiremedik yollarımızı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaani büyük kayıp değil açıkçası kaçırmış olman :) Ama diğer bir çoğuna göre sevdim ben. Belki denk gelir başlarsın canim ;)

      Sil
  5. Yaşam tarzıma uygun olduğundan belgeselleri tercih ederim. Diziler insanların zamanını esir alıyor gibi gelir bana. TV'deki dizilere bu nedenle bağlı kalamıyorum. Zamanım varsa ve dizi gerçekten çok güzelse internette yayınlananları tercih ediyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seni ne mutlu ediyorsa, ne keyif veriyorsa onu yapmalı insan. Diziler de aynı şekilde tabii. Ya da diğer görsel yayınlar. Her güne bir dizi koyup zamanının büyük çoğunluğunu TV karşısında geçirmek bence de anlamsız. Ama evden çıkamayan yaşlı insanlara arkadaş oluyor televizyon ve diziler o ayrı tabii. Teşekkürler yorum için :)

      Sil
  6. Tabii ki dizi izliyorum. :) Gayet güzel diziler de var ekranda. :)
    Ya da internette vs. :)
    Ben de blog'da yazdım hatta son iki yazıdır dizi yazıyorum.
    beklerim sevgiler..:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnternet dizileri revaçta son zamanlarda. Keyif veren hangisiyse, odur diyorum ve hemen geliyorum :)) Sevgiler...

      Sil
  7. İzliyorum.cok begeniyorum tu kaka demeden once resmin butunu yerine ayrintilarina bakmali
    Eline saglik canim yazin blogunun adiyla özdeşleşmiş sen diziye dizi hayata ayna tutuyor.
    😘💖

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşteee tam bir Hatice yorumu :) Ne güzelsin seenn :)
      Aynadaki en güzel yansımalarımdansın canim Haticem, teşekkürler.

      Sil
  8. Oğlum ve eşim müptelası ama ben izlemedim. Zaten pek tv izlediğimde söylenemez. Kitaplardan kafamı kaldıramıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel kitaplardan kafayı kaldıramamak :) Arada bir tv de iyi geliyor yine de :)

      Sil
  9. Çok iyi bir dizi analizi olmuş:)Ben diziyi seyredemiyorum çünkü 10 yaşındaki oğlum silahlı sahnelerden çok etkileniyor.O sebeple pek bakamadım.Ama konu ve karakterleri biliyorum.Cevremde de çok seyreden var bu diziyi,bazı karakterler çok sevildi sanırım 😊Sevgilerimle❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler :) Ben de negatif tesirlere özellikle değindim çocuklar ve gençlerin algıları bizden farklı işliyor. O açıdan iyi yapmışsın. Kocaman sevgiler benden de :))

      Sil
  10. Severek izlediğin bir dizi ..Çok güzel analiz etmişsin canım.

    YanıtlaSil
  11. Hiç izlemedim arkadaşım Almanya'dan sırf dizi setini görmek için İstanbul'a geldi. Tabi o gün çekim yokmuş göremedik. Tavsiye etti ama hala izleyemedim ne yazık ki. Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  12. Ooo :) O kadar sevmiş demek ki diziyi. Ne güzel onu mutlu edenin arkasından gelmesi :)
    Teşekkürler, sevgiler, arkadaşına selamlar ;)

    YanıtlaSil
  13. taam düzelmiş ama bugün birkaç başka blogta da oldu yaaa, yaşa ve anlat blogunda mesela, feminine templates diye bir sayfa açılıyor, acaba reklam alan bloglarla ilgili bir durum mu kii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim bloğumda reklam yok ama neden kaynaklandı bilemedim. Yine de teşekkürler uyardığın için Deepcimm :)

      Sil
  14. 😊 Bizim evde en sevilen ve ailecek yegane izlenen bir dizi "Çukur". Ama hep doğrumu yapıyoruz çocukların seyretmelerine izin vererek diye de tedirgin oluyorum içden-içe. Oğlan çocukları olunca mübtelası oldular. Dizi ile ilgili bütün düşüncelerime tercüman olmuş yazınız.Bakalım bir sonrakı sezonda nasıl irelleyecek hadiseler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı fikirde olduğumuza çok sevindim. Endişende haklısın tabii ama senin çocukları sevgi dolu ve vicdanlı yetistirdiğine eminim. Bu da onları hem korur, hem de başka hayatları tanımış olurlar diye düşünüyorum😊
      Sezon finali güzeldi bakalım neler olacak☺

      Sil
  15. Türkce dizi izleme sansim yok ama netflix dizilerini ütü yaparken izliyorum 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diziler genelde ütü yaparken bi yandan izlenebilecek kıvamda haklsın canim😊

      Sil
  16. Ben de genelde yabancı dizileri tercih ediyorum. Çukur dizisini bir kaç arkadaşımdan duydum. Siz de çok güzel analiz etmişsiniz. Elinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi ve kötü yönleriyle diyalektik bir değerlendirme olsun istedim ;) Çok sevindim beğendiğinize, çok teşekkür ederim.

      Sil
  17. Yeni açtığım kişisel bloğuma desteğinizi ve önerinizi bekliyorum! Sevgiler.B
    www.benirva.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldiniz blog dünyasına, bol şanslar :) Uğrayacağım tabii.

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.