46 YoK Olan İzlemediysen Uyuyakalabilirsin

Kendi Kendime Devrim Yaptım.

"Derin derin nefes al. İçinden ona kadar say. Rahatladın mı? Güzel.

Hatanı anladım ben senin.Gerçekten şu hayatta zevk aldığın hiçbir şey yok.Ölmek uyumakla eşdeğer senin için, uyanmak dirilmekle eşdeğer.Emanet bir bedende yaşıyoruz.Ben senin yaptığın her hareketi, herşeyi, herşeyi biliyorum.Haberim var.Sadece müdahale edemiyorum.İlacı vücuduma zerk edene kadar felçli gibiydim.Bitkisel hayattaki birinden bir farkım yoktu.Bedeninde öylece bekliyordum.Bunun ne demek olduğunu bilemezsin.Elinden birşey gelmediği için kırık kalplerle dolaşan insanları düşündükçe ben öfkeyle doluyorum.Hepimiz öleceğiz.Bugün olmasa yarın toprağa gireceğiz.Kozmolojik ölçekle, hiçbir anlamımız yok.İnsan denen varlık o kadar kibirli ki; bir gün daha fazla yaşayabilmek için yapmayacağı hiçbir şey yok.Bir hastalığa ilaç bulunca insanlık ilerliyor zannediyoruz.İyi bir roman yazınca, teknolojide devrim yapınca, ülkülerimize bir adım daha yaklaştığımızı zannediyoruz.Buna inanıyoruz.Tek istediğim; bu bedeni riyakarlıklardan kurtarmak.O cesedi görmeni istedim.Çünkü mana aradığın dünyanın aslında ne kadar basit olduğunu anlamanı istedim.Gördüğün gibi bir manamız yok.Doğduğundan itibaren bedeninde hapsoluş biri olarak, şu anda ben, içinde bir yerlerdeyim.Neler düşündüğünden, herşeyden haberim var.Bazen kendine bile itiraf etmekten çekindiğin düşüncelerin oluyor.Ama birşeyi itiraf etmekten büyük keyif alıyorsun.Kendini bu düşünceden uzaklaştırmak istiyorsun.Ben de diyorum ki sana boşver.Bırak gitsin.Her gün oturup kalktığın insanların emojilerden bir farkı yok Hissetmeden yaşıyoruz.Artık gerçek bişeyler yapmanın zamanı geldi.Bunu biz de biliyoruz.Biz uyanacağız.Riyakarlıktan kurtulacağız.Zayıflara karşı kibirimizi toprağa gömeceğiz.Samimiyetsiz davranışların kemiğini kıracağız.Yobaz zihinleri aydınlıklara boğacağız.İki yüzlüleri ikiyüz parçaya böleceğiz.Ezo uyanmadan, BİZ UYANACAĞIZ. "

"Bir bilim insanının, Türkiye’nin sayılı genetik profesörlerinden birinin, tedavisi mümkün olmayan bir hastalık sonucu beş yıldır bitkisel hayattaki kız kardeşini hayata döndürmek için kendisini bu hastalığın tedavisine adamış ve kobay olarak feda etmesini anlatıyor. Zamanla çevresindekileri kaybeden, pek çok kişinin yarı yolda bıraktığı genetik profesörü Murat Günay, bu zorlu yolda yüzlerce hastaya umut sayılabilecek bir ilaç keşfeder ve bir anda kendisini büyük bir olaylar zincirinin arasında bulur. Gerçeğin peşinde olan ve inancından taviz vermeden bu zamana kadar gelen profesör için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bu sır dolu buluş, tanıdığı ve tanımadığı birçok kişinin hayatını değiştirecektir."

Dün akşam 9. bölümü yayınlanan bu ezber bozdurucu diziyi hala izlemediyseniz uyuyakalabilrsiniz.Her bölümü sinema filmi tadında geçen dizinin reyting nedeniyle 13. bölümle sonlandırılacağı söyleniyor.Konusu oyuncuları, tüm ekibiyle sıradışı bir tad sunuyor izleyiciye.Tabii ki geç saatlerde yayınlanması birçok kişiyi mahrum ediyor.Ama, cuma akşamları izleyiciyle buluşuyor olması bir avantaj olabilir bu açıdan.Ben derim ki, izlemeyenler varsa ilk dokuz bölümü izleyip gelecek bölümlerin meraklı bekleyişine katılsınlar ve 46 gecesini kaçırmasınlar.

Erdal Beşikçioğlu'nun oyunculuğuna da, senaryonun farklılığına da, ekibin başarısına da hayran olmamak mümkün değil.Dizi izlemeyenlerin bile müptela olduğu bu dizi bitmemeli.Hiç olmazsa, Ezo uyanmadan...

Senaryosunu Ercan Mehmet Erdem'in yazdığı, reji koltuğunda Serdar Akar'ın oturduğu yapımda, başroldeki Erdal Beşikçioğlu'na, Issız Adam'dan aşina olduğumuz Yasemin Allen eşlik ediyor.