11 Mart Bir Milat / Ayna Hikayesinin 5. Yılı ve Ay Simyacısı

11 Mart, benim miladım olmuştu tam 5 yıl önce. Dünya yaşamı koşuşturmasının sonu gelmez döngüsünden, kendimle buluşmalardaki eşsiz tadı keşfedişimin başlangıcına, tatlı tatlı geçişimin ilk günü. Şah damarımdan daha yakın olan bir Ben vardı varlığını hissettiğim. Fakat, gecenin yalnızlığı dışında bir araya gelemiyorduk. Ayna Hikayesi'nin doğuşuyla bir sohbettir başladı, benimle kendim arasında. Haz diye bildiğim bedensel doyumlar, duygusal ve düşünsel tatların ötesindeki anlamlarım çoğaldı. Hayatın her anı yeni bir buluşmaymış meğer. Aynadaki kendimi görünce anladım.

Cesaretin korkmamak değil, korkularına rağmen harekete geçmek olduğunu öğreneli beri, daha çok yaşar oldum sanki. Bu noktada yaşamaktan ne anladığın önemli tabii. Dışarıdan bakınca blog yazmak, yazı yazabileceğin bir platform olarak algılanabilir. Oysa, hepimizin her şeyden alacağımız tat da öğrenebileceklerimiz de hep kendi kabımız kadar. Benim için yazmak, ilahi sevgiliyle buluşma anları gibi. Böylesi eşsiz bir keyif alan birinin sürekli yazması lazım o halde değil mi ;) Yok, o öyle değil işte. Cesaret dedim ya hani... İşte ben şimdilerde bu yanımla meşgulüm. İlahi sevgiliyle buluşma anlarının hazzına varmış olan, uslanmak bilmiyor. Çünkü bu bir Ayna Hikayesi, benden bana uzanan. Bu benim hikayem. Gözlerimi kapatıp varlığını hissettiğim her güzel kokuyu içime çekmekle meşgulüm şimdilerde. 

Yazarak açıldığım okyanuslarımdan, düş ülkemi kuracağım alana vardım. Gazeteden biblolar, kağıt heykeller, masklarla dekore ettim ülkemi. Örümcek ağlarıyla bezedim düşlerimi. Kabuslar ağlara takılı kalsın, hayallerimin önü açılsın diye. İlmek ilmek, motif motif mandalalarla bezedim. Tüyler taktım saçlarıma, hafifliğiyle maviliklere yükselebilmek için. Kanat açtım simyayla. Kendi hakikatime yol açtım. Düşler ülkemin Ay Simyacısı olmayı çok sevdim. Ne çok ben var benim içimde... 

İçsel yolculuğuma adım atışımın 5. yılını kutluyorum bugün aslında. Ayna Hikayemde Ay Simyacısı Aytül'ün düşler ülkesinden seslendim bu defa sizlere :) Ben ilahi sevgiliyle buluşmanın bir yolunu daha bulmanın heyecanındayım. Yollar sınırsız, tıpkı hayatta tadacaklarımız gibi. Sonsuzluğun nefesini nefesinde hissetmek gibi... Tanrının insana bahşettiği yaratabilme potansiyelinin, ellerimde adeta bir sanata dönüşmesinin hazzı müthiş. Tekrarlanan döngüye tekrara düşmeden yeniyi katabilmek, yenilenmekmiş tazelenmek. Yaşamak, var olmak ve var etmek demekmiş. Gecenin yalnızlığındaki buluşmalara hapsolmadan, gecenin gözleriyle görebildiğimiz, ışık olup parladığımız, görünür olduğumuz ve hakikaten yaşadığımız hayata selam olsun. Kalbimizin fısıltılarına kulak verdiğimiz, kalp şarkımızı duyduğumuz, duymakla kalmayıp şarkı söylediğimiz ve paylaşmanın güzelliğiyle sarmalandığımız nice yollara, nice yıllara Ol'sun. Aşkla...  

                                                         💖💖💖💖💖💖💖💖

Ay Simyacısı'na Dair 😉👇

Gazeteden geri dönüşüm afrikalı kadın biblolar yaparak başladım ellerimle üretmeye. Benim Ay Simyacısı'na yolculuğum kağıtla başladı. Daha fazla ne katabilirim diyerek araştırmaya koyuldum. Bu istek, Kağıt Heykel Sanatıyla tanışmamı sağladı. Kağıt ve tutkalla yapabileceklerimin sınırsızlığı başka bir diyara taşıdı beni. Mask ve kağıt heykel ağırlıklı çalışmalarımın olduğu kursuma halen de devam ediyorum. 

İçimdeki bohem kadının kulağına bir fısıltı geldi bir gün kalbimden. Düş kapanım olsun hep istiyordum fakat kendim yapabileceğimi düşünmemiştim. Ve Sevgili Hocam onu da öğretti. İşte Ay Simyacısı'nın ışığı da, düş kapanlarıyla daha bir görünür oldu. Şimdi her çeşit, her renk düş kapanı yapma heyecanıyla başlıyorum güne. Düşlerimin kapısını aralıyorum kendime. Gönül aynamdakileri, sipariş veren gönüllerin istekleriyle harmanlayıp, aşkla sunuyorum. Daha yakından tanımak isterseniz Ay Simyacısı instagram hesabıma beklerim:)  En güzel düşlere, birlikte...

😊🌟🌈🌜🌞🌻