Sevgili Günlük,
Aslında satırlarca yazdım ve sildim az önce. Günlük gibi, içimden geldiğince yazmaktı isteğim. O yüzden de 'Sevgili Günlük' diyerek başlamak istedim sildiklerimin ardından. Silmemin sebebi de yazımın konusu zaten. Yani; 'birilerinin okuyacağını bilerek, yine de açık açık yazabiliyor muyuz?' cümlesine dair. Ayrıca zaten içimi dökeyim derken, birilerini kırar mıyım korkumla yüzleşme yazısına dönmüştü. Sildiklerimle, durumu kendi içimde halletmiş oldum yani :)) 'Ay Güncem' etiketli yayınlarım günlükvari zaten. Yine de belli kalıplarda yazılar. Bu ise, daha bir kendi kendime gibi olsun istedim.
Bu paragraftan sonrası, demin yazıp silmediğim bölümdür. Buyurun öyleyse;😊
Yok yahu, günlük yazmak, böyle aklından geçen her duygu durumunu tüm karmaşasıyla yazıya aktarmak değildi galiba. İyi de bugün yaptığım rutin işleri anlatmak hiç değildi. Yani şunu yedim, bununla görüştüm gibi şeyler değil ki günlük yazmak. Ne yaptığından öte, ne hissettiğin önemli değil mi?😉 Ayy aklıma şimdi geldi, benim günlüklerimden birinin ismi bile vardı. Curt Cobain'i çok sevdiğim için Curt idi ismi😍 Sevgili Curt, diye başlardım yazmaya. Bu arada neredeyse yazmayı öğreneli beri günlüklerim oldu. Ve eşyalarıyla kolayca vedalaşamayan biri olan ben, bir kısmını hala saklıyorum. İşte burada bir yol ayrımı daha çıkıyor karşımıza günlüğe dair. Birincisi günlüğün sonrasında açıp okumak için, ikincisi ise; anlık duygu ve düşüncelerini dışa vurarak kendini ifade edebilmen ve rahatlayabilmen için tutulması. Birkaç yıl öncesine kadar açıp tekrar okumak üzere sakladığım günlüklerimi attım. Sadece kızım için yazdığım günlüğü onun bebekliğine dair anılar var ve ona ait diye bekletiyorum. Pekii Sevgili Aytül, dijital günlük olarak tanımlanan blog işine niye bulaştın? diyecek olursanız da; kendimi ifade etmek derim. Çünkü bu hayatta insan olarak var olmamızın çok önemli iki getirisi var. Hepimiz, dış dünya tarafından görünür olmak ve onay alabilmek isteriz. Aşırıya gitmeyen her şey gibi bu da son derece doğal ve insani. Ben de kendimi ifade yolu olarak yazmayı seçtim. Amaa;
BEN KENDİMİ, 'BİRİLERİ NE DER?' KALIPLARINA SIKIŞMADAN OLDUĞUM GİBİ İFADE ETMEK İSTİYORUM! (kapat caps lock :)
Madem yazarak bulmuşum bunun yolunu, niye kendimi yeni sınırlar içine hapsetmişim ki? Bir soru bir cevap kısmının cevabını verelim o halde hemen ;) Takipçisi ve okuru ister çok, ister az olsun sonuçta birileri okuyor yazdıklarımı. Ve olduğun gibi olmak, bir nevi çıplak olmak ve incinebilirlik olasılığının yükseleceği anlamına geliyor. Bloğumu açtığım ilk günler, herkesin ilk günlerinde olduğu gibi okuyan eden yoktu. Sonra ilk yorumu gördüğümdeki heyecanım, yurt dışından görüntülenmelerimin sayısındaki beklemediğim yükselişle daha da perçinledi. İsmini bile bilmediğim yerlerden okunuyor olmak heyecan verici gerçekten. Ve şu ana kadar Ayna Hikayesi'nde buluştuğum herkese diyorum ki; varlığınıza şükürler olsun🙏 Yeri gelmişken, şu anda bunu okuyan Sevgili Dost, sana da çok teşekkürler💖 Diyeceğim o ki; okunduğunu bilmek, ister istemez bir kısıtlama yaratıyor bir süre sonra. Hakkımda ne düşünürler kaygısı oluşuyor belli düzeyde olsa da. Tabii ki en özelime kadar paylaşacak değilim ama, kendine devrim yapmayı seven bir insanım ben. Kendim, kendime devrim yaptım✌ O yüzden bugünü ve her günü "Olduğun gibi olma günü" ilan ediyorum. Bundan sonraki yazılarımın da bu şekilde olmasına karar verdim😀
Ay Güncem'deki Ay, hem Ayna Hikayesi'nin, hem de Aytül'ün Ay'ı. Aynı zamanda bildiğimiz ay anlamında kullandım. Çünkü ismimin ilk hecesi olmasının ötesinde Ay'ın bendeki anlamı hep çok özel oldu. Madem bugün kendi kendime devrim yaptığım günlerden biri, o halde benim için en önemli iki şeyden biri olan Ay'dan bahsedelim birazcık. Diğeri de okyanusları düşlemek veya suya temas etmek bir şekilde. Mesela sadece eşim ve kızımın bildiği bir şeyi paylaşayım bugün :)) Her gün olmasa da çoğu akşam balkona çıkıp ayı görmeden rahat edemediğimi açıklıyorum o halde :) Neden yaptığımı soracak olursanız ben de tam bilmiyorum. Ay ve Okyanus ikisi de huzur veriyor bana. Suya dair birkaç cümlelik bir yazım vardı geçenlerde yayımladığım. Sanırım bir tane de ay için olmalı ;)
Neyse içimden geldiğince, olduğu gibi kalsın bu yazı burada. O yüzden, hemen yayımlayacağım. Çünkü elimden gelenin en iyisi olsun anlayışı bazen mükemmeliyetçiliğe götürüyor beni. Gece yarısını çoktan geçtik ve uykum geldi. Gözden geçireyim diye yarına bırakırsam, imlasıydı, şusuydu, busuydu deyip vazgeçerim ben. Taslak yazıları arasına girer yoksa. Al işte Sevgili Günlük bir itiraf daha; mükemmeliyetçilik yapmadan, kendimi eksiklerimle kabul etmeyi seçiyorum öyleyse:) Bugünlük bu kadar kendin gibi olma egzersizi yeterli. Uzun zamandır yapmadığım bir şey yaparak satırlarıma burada son veriyorum Sevgili Sevgili. (Yazar bu kısımda sağ ve sol omzuna birer öpücük kondurmuştur.) Sevgiyle sarmalıyorum tüm evreni. Son bir kez Ay'a bakıp yatıyorum. Geceye, doğacak güne sonsuz sevgilerimle...
Var oluşa aşkla...
NOT: Eylemlerim sürecek😅✌
Dip Not: "Ay Güncem" etiketli yazılarım, -sadece- duygu aktarımı olduğu için yorum kısmı kapalı. Duyguların yorumsuzca yaşanması ve sözcüğe aktarılması diyelim :) Yine de, fikirlerinizi veya hislerinizi ulaştırmak isterseniz dilediğiniz an mail adresimden ulaşabilirsiniz. O hep açık😉💙
Kendim Kendime Devrim Yaptım / 🌙AY GÜNCEM
Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com
on
Pazartesi, Mayıs 04, 2020
Rating:
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.