Kasetler ortadan kalkalı beri yapmadığım bir şeyi yapıyorum şu an. Kulaklıkla son ses rock müzik dinliyorum. Tabii ki Nirvana'yla başladım. Beni tanıyanlar Nirvana ve Kurt Cobain'e olan sevgimi bilirler. Önceliği ona vermem doğal yani. Şu anda da AC/DC çalıyor. Tanrım ne büyük keyif! Rock şarkıcıları ne kadar şanslı. Şu anda bile, solist çığlık çığlığa şarkı söyledikçe sanki ben bağırıyormuşum gibi hissediyorum. Müthiş👩🎤
Kasetle müzik dinlediğimiz zamanların genciydim, malum. Üstüne üstlük, uzun yıllar, radyocu da denen spiker-Dj mesleği içerisinde yer aldım. Kendi arşivim hala duruyor eski bir teyple birlikte. O zamanlar Nirvana'nın ya Nevermind ya da In Utero albümlerinden birini çantamda taşırdım. Ne zaman öfkem kabarsa, 2-3 parça dinlemek yatıştırırdı. Çok uzun zamandır yapmamıştım bunu. Bugün öyle derinlerden bir çığlık koptu ki içimde, ne varsa sakinlik adına yaktı kavurdu hepsini. Dışarıdan bakan birisinin asla göremeyeceği biçimde hem de :)) Ne yapayım, eğer içimdeki sese eşlik etseydim, evdeki camları patlatabilirdim. Şaka değil, gerçekten o potansiyeli gördüm kendimde. Tek yaptığım öfkemi izlemek oldu. Baterinin, gitarın, tüm müzik aletlerinin vuruşunda... Şarkıcının sesiyle Tanrılaşmasında; Ben vardım. Müziğin içindeydim, müzik bendim. Günlerdir meditasyon yapmaya çalışıyorum. Ve meditasyon da bir nevi, kişinin iç huzura ve öz varlığına ulaşmasının yolu olduğuna göre; şu an, AC/DC ile meditasyonun dibindeyim 🧘♀️
Sait Faik demiş ya hani "Yazmasam deli olacaktım" diye... Biz yazar çizerlerin baş tacıdır bu cümle. Ben de eğer ki bu yükseklikte dinlemeseydim müziği, çıldıracaktım. Ve kendimde bir şey fark ettim; öfkeli anda bu yaptığım eylem beni yatıştırmakla kalmıyor. Sözcükler çırılçıplak ve nizami şekilde geçit töreni yapıyorlar resmen zihnimde. Duygularımı tahlil etmek acayip kolaylaşıyor. Daha bugün, takip ettiğim bir astrolog hikayesinde bir parça paylaşmış. Yazı akışına geçeceği için son ses müzik dinlemeye başladığını yazmıştı. Ben de dedim ki kendime; "Tekno müzik dinleyerek nasıl berraklaşır ki insan zihni? Ne saçma!" dedim. Vallahi aklımdan geçen buydu :) Ve evrenin cevabı gecikmedi. Al sana Aytül, madem merak ettin. Aynı şeyi yaşa ve gör dedi, nasıl berraklaşıyormuş. Hani bir konuda neden bunu yaşadığını anlayamıyorsan soru sor diyorlar ya hayata, onun gibi işte. Öyleyse bekle evren, sıradaki sorum geliyor. Bunu da cevapla da görelim; "Zenginlik nasıl bir histir?"😜
Bu arada AC/DC kulaklarımda çınlamaya devam ediyor. Öfke volkanlarımı şelaleye dönüştürmemi sağladıkları ve müthiş konserleri için çook teşekkürler ediyorum efenim kendilerine. Birazdan balkona çıkıp gökyüzüne bakacağım. Neden mi; ne zaman şu anki gibi hissetsem bir yıldızın kayışına tanıklık ettim. Az sonra göğü seyredeceğim. Yine, yeniden, hoş geldim. Ve güle güle...💋💋💋
NOT: Yazıyı yayımlayalı yaklaşık 1 saat oldu. Yıldızları seyretmek için balkona çıktım. Birinin kaymasını bekleyecektim bir süre. Gökyüzünde tek bir yıldız bile yok. Hadi bakalım, şimdi bu ne demek? Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak diye boşa demiyorlar. Sezgiler de yıldızlar da bir başka bugün🙄
AC/DC İle Meditasyonun Dibi
Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com
on
Salı, Mayıs 26, 2020
Rating:
Hiç yorum yok: