Yıldız, daha çocukken karar vermişti her duyguyu tatmaya.Nereden bilecekti ki, sonrasında ciğerinde hissedeceği acı da, bir duyguydu oysa.O zamana kadar hiç gerçek çaresizliğin kollarına düşmemişti ki...
Hiç bir anında ne duraksama, ne de yinelenme olmayan dönemler geçirmişti hep.Acısıyla tatlısıyla... "Acısıyla tatlısıyla" dediğimi, yüzümde bir gülümsemeyle söylediğimi düşünün.Sıradan denilebilecek kadar mutlu bir çocukluğu, tek derdinin klasik ergen sorunlarıyla, henüz farkında olmadığı fakirlikle geçtiği, bir yakın gençlik sürdü.Ağır başlılığına, asi ruhu bile hükmedemezdi çoğu kez.Sadece güvenince ve aşık olunca açardı asıl kendini.Yanında "kendi gibi" olabildiğine gösterirdi içinde yaşadığı yeri.O kadar güvenirdi ki o kişiye, o zaman sığınağının kapısını açardı.Ne de olsa yalnızlık zor...Hem, paylaşamadığın bir yaşamın ne anlamı kalır ki ?
Vücudunda bulunan elementlerden birinin oranı, olması gerekenden bir tık fazlaydı.Bu element kalpteydi.Ve olabildiğine yoğun.Bu yüzden olsa gerek ki, dünyayı kucaklamak isterdi çoğu zaman, meraklı bakışlarla... Kendinde nadiren görüp, sonrasında utandığı asi ruhuna esir olmuştu sanki.Dizginleyemediği deli kan kaynarken, başta ağırlık mı kalırmış hiç?.. Öğretilmiş olan kuralları da reddedişiyle gençliğe geçiş yaptı böylece.
O sıralar yeni moda olmuştu özenmek.İmrenmek başkaa, özenmek başka şeyler ama değil mi? "Amaan! Kendini farklı kılmak istiyor birçoğu gibi" denmesin diye, kendine sakladı farklılıklarını.Kurt Cobain'e olan platonik sevdasının sebebi de buydu zaten.İkisi de sürünün çirkin ördeğiydi işte.O bir tık fazla olan element vardı ya hani... Hani o, bazen yüreğine sığmayan sevgi... Dokunup koklayacağı ve koklanacağı kişi ortalıkta olmayınca, hayali ruhunu vermişti o da Cobain'e.Bir tanrıça özeni ve sabrıyla...Tabii ne kadar sabredilirse o kaynayan kanla?..Ve heyecanına yenik düşünce, ne kadar yanılabilirse insan; o kadar yanılgıları oldu onun da.Sığınağındaki yalnızlığının ortağını bulduğunu sandığı kişiler, böyle girdi hayatına.Kimi geldi geçti, kimini zorla gönderdi hayatından.Ama kimisi oldu ki, habersiz çekip gitti ondan.Çocukluğundaki diz yaraları gibi değildi bu defa.Kemiğe kadar inen, ömür boyu derin bir izi kalacak olan bir yara.
Bazen duvarında, bazen de mum ışığıyla aydınlanmış masasında, -ama illa ki- gözünün önünden ayırmazdı çerçevelenmiş Kurt Cobain posterini.Bir kaseti de, acil durumlar için, hep çantasında gezerdi.Çok üzülüp öfke duyduğunda, bir şarkısını dinleyip sakinleştirmek için kendini.İlk büyük yanılgısını bu dönem yaşadı.Öldürülme korkusunu da... Derinlik sandığı aşk, girdaba dönüştü.Hatta "Ya benimsin, ya toprağın." ucuzluğunun taa içinde buluverdi kendini.Ölmemek için öldürmeyi bile düşünecek kadar, çok korktu.Artık güvende değildi ve gitmeliydi bir an önce.Ama nasıl?..Kaçış planı hazırdı ki, başka bir aşkla karşılaştı.Yeni aşıktan gelen evlilik teklifi, ülkeyi terk etmekten daha kolay geldi.Büyük bir yanılgıdan çıkmıştı.Hayatını temize çekmek ve yeniden başlamak için bir fırsat gördü bu durumu.İçindeki öz varlığını paylaşabilme isteğini beklemeye almalıydı.Tek istediği gerçeğini yaşamak ve kendi çocuğunu doğurup yetiştirmekti artık.Herkes gibi olmanın güvenli hali ve sıcak yuvaydı özlemi.Bu defa ruhunun üstüne bir örtü örtüp, gerçeğin yolundan gitti."Evet" dedi bir ömrü paylaşmaya.Cobain, evlerinin minicik kilerinin duvarında beklemedeydi artık.Tabii ona yüklediği ruh da... Duvara asılı kaldılar orada.
O kadar açtı ki, yeniden huzurla sevilmeye, kendini daha büyük bir yanılgıya attığını bile göremedi.Kendinden yansıyan ışığı "O" sandı.Sımsıkı sarıldığı kollarının aslında kendini sardığını kabullenmek istemedi uzun bir süre.En büyük planının plansızlık olduğunu söylese de, hep bir planı vardı aslında şimdiye dek.Kendine bile itiraf etmek istemediği, güvende ve garantide hissetme ihtiyacı hep olmuştu.Sadece cesur görünmek istediğinden, bu korkusunu saklardı.Oysa şimdi ne yana gideceğini bulmaya çalıştığı yollar bile öyle fluydu ki... Yolsuz, yoldaşsız, yalnız ve çaresiz kaldı.
Daha önce benzer hislere kapıldığı olmuşsa da, hep bir "B" planıyla desteklemişti kendini.Ne de olsa kendine acınmasından rahatsızlık duymayan, hatta bu durumu kullanan insanları hiç sevmezdi.Ezgin bir hayatı, -hiç bir şey yapmadan- kader diye kabullenip oturmak, ruhsuz zayıfların işiydi.Her zaman bir çıkış yolu olduğuna inanırken, kalakaldı tüm inançlarının yıkıntısında...
Artık ne Nirvana dinlemek, ne de Cobain'in çerçeveli posteri çare olmuyordu yarasına.Çünkü eli ayağı bağlıydı bu defa.Taşımak zorunda olduğu yavrusuyla, bakakalmıştı boşluğa. Artık, güneşten kopmuş genç bir yıldızdı sanki.Yaşaması ve yaşatması için gerekli olan tüm elementleri kendi üretmeliydi diğer yıldızlar gibi.
Sonrasında, başkalarının çok daha acı hikayelerini dinleyecekti.Ama yaşarken hissettiklerin, ne yaşadığından daha önemli değil mi?..
YILDIZ YANILGISI VE KURT COBAİN
Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com
on
Salı, Aralık 13, 2016
Rating:
Bazen B planı yaparsın ve o planda işe yaramaz :( Ayyyy çok mu negatif oldu :)Bu ara biraz pesimistim sanırım :)
YanıtlaSilOğlak burcunun karamsar yanı işte.Sen de oğlaksın ya ondandır ;) Bize her zaman bir C planı da lazım.Hatta mümkünse D-E-F.... ;))
SilKaleminize, yüreğinize sağlık... Sevgiler...
YanıtlaSilTeşekkürler, sevgiler...
SilSon cümle temayı oluşturmuş. Kaleminizden dökülen güzel bir öykü.
YanıtlaSilÇok teşekkürler Osman Bey.Sevgiler...
SilVe kimisi de bazen, her seferinde yeniden uzayabildiğini görebilmek, umuda inanmak için keser saçlarını.
YanıtlaSilKahkahası evreni aydınlatan, kalabalık yalnızlıklarda kaybolmasın diye yalnızlığını yalnızlığıyla yalnız bırakacak kadar yürekli dost...
Yalancı sevdalarda boğulup birbirini bulmuş can yoldaşları.Güneşin kız çocuklarısınız(kız kardeşleri) siz...
Çok güzel yazmışsın Aytül. Su gibi okuttu kendini. Önce deneme gibi zannettim, sonra gerçek, sonrada hikaye mi acaba diye düşündürttü. Hangisi bilemiyorum ama bazen bilememekte güzel. Güzel olan okuduktan sonra bıraktığı hisler, izler ve düşünceler.
YanıtlaSilYüreğine sağlık.
Senin de yüreğine sağlık İpekcim.İçimden geldiği gibi.Biraz hayal, biraz gerçek ;)
YanıtlaSilYazının Büyüsünü bozmamak adına Sadece Teşekkür... Teşekkür... Teşekkür ederim.Ortanca Tosbağın en güzeli :)))) Öptüm....
YanıtlaSilTüm tosbağalar ortanca ve tüm tosbağalar en güzel ;) Ben teşekkür ederim Yıldız'ı anlatmama vesile olduğun için canimmm ;)
SilHoşgeldiniz
YanıtlaSilO an ki hissettiklerin,neyse o an sadece sen osun bunu inkar edip yok sayamaz-kaldırıp rafa atamazsın....
YanıtlaSilYaşayıp-yüzleşip biraz tökezleyip üstünü başını,temizleyip-silkeleyip,yoluna devam edeceksin...
S E V G İ bıraktım üstünü temizlerken,kullanırsın.
Sendeki yoğun sevgiyi bloğuna ilk uğradığımdan beri hissediyorum Merihcim.Bu Ayna Hikayesi eski bir hikaye.Yola devam ;)
SilKocaman sevgilerimle...
Sanki bir film izledim, tanıdığım birini daha yakından tanımamı sağlayan bir film. Çok zorlandım Aytül ne yazacağımı bulamadım bir türlü, ama açık, kocaman bir yürek gördüm. Hem bir Serçe kanadı kadar narin, ürkek hem de bir kartal kadar kararlı, savaşçı, ve bir Martı kadar asi, özgür, bir o kadar cesur küllerinden yeniden doğarak yıkıntıların altından çıkmak için hiç kimseye ihtiyaç duymayan. Bazen plansız olmak da iyi gibi sanki A sız, B siz, olduğu gibi doğaçlama. Bazen Alfabedeki bütün harfler kadar planın olsa evdeki hesabın çarşıya uymadığı zamanlar için. Ortancaların en ağır tosbağası olarak en kocaman sevgilerimi bırakıyorum buraya lütfen kabul et :) ♥♥♥
YanıtlaSilCanimm, güzel ortancam, kabul et de neymiş.Ağır tobikler de olsak, o sevgiyle bütünleşeli bayağı bi zaman oldu zaten.Betimlemene de bayıldım;) Klasik bir laf ama; hayat, biz plan yaparken, başımıza gelenlermiş...
SilKocaman sevgilerimle Zehracım...
Çok güzel bir paylaşım olmuş, keyifle okuduk
YanıtlaSilHoşgeldiniz ;) Çok sevindim.Teşekkürler ;)
Sil