Fotoğraf, "Mutluluğun Resmi" Facebook sayfasından alıntıdır. |
Bir varmış, "BİR" yok olmuş.Develer tellal iken, pireler berberlikten istifa etmiş.Annemle babamın beşiğinin, ebeleri tarafından kırıldığı bir zamanmış.Yazının ilk cümlesini dün gece taslağa kaydetmiştim.Bir genç kızın, aşkla başının döndüğü, masalsı bir hikayeyi anlatacaktım.Ama işte, yazan bir insansanız, o anda, o ruh haliyle yazmanız gerekiyor.Bugün bambaşka bir ruh halindeyim.
Kızımın yarın kursu var.O henüz 12 yaşını doldurmadı bile.Bu arada yarın artık bugündür.Ne de olsa, saat çoktan devirdi kendini yeni güne.Ama sorun da burda ya! 'Yarın'da yani... Çocuğum yarın kursa gitmekten korkuyor.Hep içimizde yaşatmak istediğimiz yanımız; -o küçücük kız çocuğu- yarından korkuyor.Karşıyaka'da bir bombacı ihbarıyla hepimiz tedirgin olduk bugün.Asılsız olduğu söylendi ama; "Anne ya doğruysa! Lütfen yarın kursa gitmeyelim." diyerek uyudu bu akşam.Belki, "Çocuğun böylesi endişe duymasına siz sebep olmuşsunuz.Uzak tutmalıydınız." diye aklından geçirenleriniz olabilir.Be kardeşim, be arkadaşım... Televizyonu kapatsan internet var.Konu komşu, eş dost...Ne yapacağız? Çocuğu dezenfekte bir mumyaya saracak değiliz ya! Ne kadar uzak tutsan, o da bir şekilde şahit oluyor yaşananlara.Ki bizler -henüz- şanslıyız.Artık çocuklar ölümün kucağında yaşıyor ne de olsa.Bu, kan kokan dünyada.
Anlatmaya çalıştım ona dilimin döndüğünce.Bu yaşta endişeyle tanışan çocuk kalbine kendimce, 'annece' güven vermek istedim.'Anne' demişken, ben de kendi çocukluğumu düşündüm bu arada."Devlet Baba" diye bir tabir vardı benim çocukluğumda.Koruyan, kollayan baba şefkatiydi, güvendi.Siyaseti hiç sevmedim.Siyasete girmek gibi bir isteğim de yok."Ne olacak bu memleketin hali" geyiğinden öteye geçmedi şimdiye dek siyasi sohbetlerim.Gelgelelim artık çocuklar bile korkarak yaşıyor memleketimde.Biz siyasete değil, siyaset bize girdi.
Bir anne/baba için evladı, dünyası değil midir ki? Saçlarına zarar gelse yakmaz mıyız dünyaları? Peki biz de bu vatanın evlatları olarak, aynı güven ortamının sağlanmasını istemekle, fazla şey mi istemiş oluruz o halde.Ve birer dünya insanı olarak da, her canlı için yaşam hakkı istemek hakkımız değil mi?
Yanlış -ama planlanmış- politikalar varken, güç ve ego tatminsizliğindeki, bedenlenmiş şeytanları cehennemde aramaya ne hacet! İnsanın insana zulmünü, 'din' diye gösteren; yobaz, softa, asıl şeytanlarla aynı gezegende yaşarken hem de...
Ölümle iç içe yaşamaktan yıldık.Hiçbir sözcük avutmuyor artık."Şehit" in sözlük anlamı: "Kutsal bir ülkü ve inanç, özellikle yurt için savaşırken ölen kimse."dir. Şehit, sokakta yürüken, evinde otururken, işe giderken......... sıradan hayatını yaşamaya çalışanların değil, vatanı için canını feda edenin mertebesidir.Biz, sıradan vatandaşların mertebesi olmayan mertebelerle şanlandırılmak değil, insanca yaşamak istiyoruz sadece.Ve yaşam hakkımızın korunabilmesini.Hele ki OHAL kapsamındayken ve habersiz kuş uçmaması gerekirken, bombaların ve terörün cirit attığı memleketimizde, çocuklarımız, kendimiz, sevdiklerimiz, hatta hiç tanımadıklarımızın endişe ya da acılarıyla yaşamak istemiyoruz.Lanetlemek, baş sağlığı dilemek içimizin yangınını söndürmüyor artık.ÇÖZÜM istiyoruz.
Çocukların korkmadan şeker yiyebilmesini, kadınların korkmadan sokakta yürüyebilmesini, kan yerine ekmek kokusunu, dehşet saçan haberler yerine, sanat ödüllerini kimlerin kazandığını izlemeyi, sosyal medyada bilimdeki gelişmeleri takip etmeyi, doğayı koklamayı, hayvanlara dokunmayı, insanca yaşamayı istiyoruz.
Burası dünya yahu, burası bu kadar işte. "Bir varmış" la başlayan masallarla, huzurla uyusun çocuklar. "BİR" yokmuş olmasın kimse.
Bir Varmış, "BİR" Yok Olmuş
Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com
on
Pazar, Aralık 18, 2016
Rating:
Bir yazıyı yazdın yazdın, yazmadın ertesi gün anlamını yitiriyor. Yani güzel şeyler yazmak, yapmak "ayıp" artık. Toplumca sevineceğimiz hiç bir şey yok. Ancak evinde küçük mutlulukları kendin yaratacaksın ki, biraz nefes alabilesin. Korku ve endişe ile yaşamak var?! Ve bu uzun süreli. Bugün CB nin geçmişte konuştuğu şeyi gördüm tekrar, diyor ki; "halk, can ve mal güvenliğini vereni seçer" Oooo, öyle güvendeyiz ki biz, hamile hamile parklarda dolaşabiliyoruz, şortlu metrobüslere binebiliyoruz, kahkahalar atabiliyoruz, vs.. çok mutluyuz ya.. Şehit oluyor gençlerimiz, insanlarımız.. hele hele şehit olmak mutluluğunun en yüksek mertebesi, herkese nasip olsa!! Böyle işliyorlar insanlara, o okumayan, düşünmeyen, araştırmayan insanlara. Her şey gibi şehitlikte basitleşti artık. Açıklamasını yapmışsın zaten. Benimde bildiğimde o yönde.
YanıtlaSilBugünkü Kayseri patlamasında erlerin 96 lı olduğunu öğrendiğimde ister istemez şöyle bir empati yaptım. Benim oğullarımın yaşlarındalar. Hayır, oğullarımın bu yönde şehit olmasını istemem. Tıpkı günümüzün ileri gelenlerinin oğulları "şehit" olmuyorsa, benim oğullarımda olamaz. Onların oğulları kıymetliyse, benimkide çok kıymetli..
12 yaşında bir çoçuğun korkusuna bakar mısın? Lanet olsun! Üstelik parka değil, sınava girecek!!
Kahpe kurşunların/bombaların önüne kondurulmuş çocukların, yaşlıların, masumların ölümüne göz yummak bir zafer gibi yansıtılır oldu.Sömürülmeye en müsait iki duygusu var halkımızın/halkların.Dini duygular ve vatan sevgisi.Gezi olaylarından beri gözle görülebilir ve birebir hissedebildiğimiz acılarla yaşar hale geldik.Öncesinde de vardı dünyada elbette.Dünyayı kötülerin işgal ettiği bir bilim kurgu filmini izliyorduk üzülerek.Artık her birimiz birer oyuncuyuz/figüranız bu ucuz dramda.
SilToplum olarak psikolojimiz bozuldu... Umutlar yitti... Çocuğum iki dakka gecikse aklım yerinden oynuyor. Çocuk aklıyla bana kızıyor. 'Anne abartıyorsun' diye... Çocuklarımızın da psikolojisi yerle bir. Korku içinde yaşar hale geldik. Bu durum nereye kadar böyle gidecek? Bilmiyorum. Toplumsal patlamanın eşiğindeyiz:( Allah herkese sabır versin:( Sevgiler...
YanıtlaSilBir yanımız hayatın akışına eşlik edip, -rağmen- mutlu olmaya çalışırken, bir yanımız acı çekiyor her an.Fakat küçücük çocuklarda bu endişeyle karşılaşınca biz ebeveynlerin korkusu da artıyor.Zaten çocuklarımıza birşey olursa diye aklımız çıkarken, bir de onların korkusunu duyumsamak iki kat arttırıyor sıkıntıları.
SilTeşekkürler katılımınız için, sevgiler...
"Bir varmış bir yokmuş" diye başlayan masallar eskiden bir başka türlü sonuçlanırdı. Öyle mutsuz sonlara tanık olduk ki mutlu sonla biten gerçek hayat öyküleri yaşansın artık...
YanıtlaSilMutlu sonlu biterdi masallar çocuklarda umut canlı kalsın diye.Çocukların içine doğduğu, içinde yaşadığı bu gerçeklerle hayal güçleri ve umutları zedelenir oldu.Umarım diyorum, rağmen.
SilDaha 12 yaşında bir çocuğa bunu yaşatanlara Allah layığını versin. Aytül'cüğüm, 15 yıldır ÇÖZÜM bulamamış bir hükümet, daha bir 15 yıl da çözüm bulamaz. Bulsaydı 15 yıl önce bulurdu. Çözüm süreci dedi fiyasko, açılım dedi fiyasko, ileri demokrasi dedi fiyasko, sorunun kendisi olanlar nasıl çözüm bulsun diyorum? Ve yazmışsın zaten siyasete girmek istemedik ama siyaset bize girdi diye. Bence herkes siyasetle ilgilenmeli, araştırmalı, okumalı. Yoksa yanlış insanlara oy verir. Başımıza gelen de insanların siyaseti siyasetçilere bırakması yüzünden diye NAÇİZANE düşünüyorum. Oysa yönetilen biziz ve bizim başımıza geliyor her şey, siyasetçilerin değil, bak alay eder gibi Gökçek demiş ki "Tayyip'i, beni ve AKP lileri Allah koruyor" !!!!!! Oldu canım bizim canımız patlıcan, askerlerin, polislerin canı patlıcan ve çok değersiziz bizi Allah korumuyor. Ama AKP ve Tayyip öyle iyi insanlar ki, Allah tarafından korunuyorlar o yüzden de helaya bile 200 korumayla gidiyorlar.
YanıtlaSilKusura bakma çenem düştü:(
Sevgiler
Bu konularda(politika) çok fazla bilgi sahibi bir arkadaşıma, "Siyasete girmelisin.Asıl senin gibi bilinçli, kültürlü, ve doğru davrananlara ihtiyaç var." demiştim.O da bana, "Ben yalan söyleyemem.Siyasetçi olup da yalansız konuşulur mu?" demişti ;) Bana kalsa politikayı dünya üzerinden kaldırırdım Müjde'cim.Biz, siz, onlar diye ayrılmamızın en önemli iki sebebinden biri çünkü.Ama böyle birşey mümkün olmadığına göre, doğru hareket edebilmek düşüyor bizlere.Düşüyor da, doğrular yanlışları düzeltmeye yetemiyor bazen :(
SilKorku ve güvensizlik kültürünün bu kadar yayılması,gelecekte psikolojisi bozuk toplum demek maalesef :( Yaşayanlar da sağlıklı ruh haliyle yaşamıyor artık :(
YanıtlaSilBizler bir yandan anlamaya çalışma aşamasında ve biraz sersemlemiş bir haldeyiz.Ama böyle devam ederse bizden sonraki nesiller tamamamen birbirine güvenemeyen, korku ve şüpheyle yaşayan bir topluma dönüşecek.Ki, şu anda da durum çok farklı değil gibi ya...
SilNedenini bilmiyorum ama ben hissizleştim galiba. Kendi açımdan bir korkum yok. Zira korksan ne yazar. Milli piyango bileti gibi. Piyango kime vurursa canından oluyor, daha kötüsü sakat kalıyor hatırasını yaşamı boyunca saklayarak. Çocuklarımızı düşünüyorum sadece.
YanıtlaSilAmaç tedirginlik yaratmak. Ölenlerin kim olduğunun önemi yok. İstense bu terörün önleneceğini biliyorum. İstenmiyor.
CB ve hükümet ya bu tezgahın içindeler ya da terörün önüne geçmek konusunda acze düşmüş halleri var.
Demokrasi denilen yönetim şekli hani içlerinde en iyisiydi? Yoksa halkımız çok mu mutlu bu durumdan? Bu mudur siyaset? Bundan büyük hangi hatası olabilir bir siyasetçinin? Bugün seçim olsa yine onlar iktidar. Bunlara oy verenlerin çoğu zavallı terör mağdurlarının ailesi dar gelirli kesim.
Bu hissizliğimin nedenini sorguluyorum kafamda. Benim gördüğümü niye görmüyor halkın en az yarısı? Terörist mi suçlu yoksa teröre göz yuman, ondan çıkar uman mı? Yoksa beceriksizliğini şehit söylemleri başsağlığı mesajları ve kanları yerde kalmayacak hamaset nutuklarıyla örtenler mi?
Kızınıza gelince. O ve onun gibilere kötü bir ülke bırakıyoruz. Değişik bir süreç bu. Bizim zamanımızda sağ sol çatışmaları vardı. Şimdi PKK, Işid. Ne yazık ki eskiye göre daha kahpece yapılıyor saldırılar.
Kimseye vurmasın bu piyango temennisinden başka bir şey gelmiyor elimizden. İmamlar ülkesinin şehitleri... Bana göre kan içicilerin şanssız bireyleri.
İnsanların en güçlü, ama aynı zamanda en zayıf yanı; inançları.Bana göre siyasetçilerin en gelişmiş yanları insan psikolojisini çok iyi biliyor olmaları.İnanmış/inandırılmış bir insanı, onun yanlış olduğuna ikna etmek neredeyse mümkün değil gibi.Nasıl bir afyondur, ne yiyor ne içiyorlar bilemedim ama, bırakmışlar kendilerini uyuşmuşcasına.
SilTeşekkürler yorumunuza.
Ben de bir umut diye,tam da sana güzel bir haber getirmiştim....
YanıtlaSil"Fazıl SAY Yurt dışında ödül almış,"
üzgünüm Türkiyye'de de satırla kovalanmış...
Takmayalım biz boş ver uyu uyu yok bir şey diye diye uyunmuyor ki arkadaş. uyunmuyor......!Sızılıyor sadece rüyalara giriyoruz gizlice karabasanlarla beraber CEEEE...diye.
Ah be arkadaşım tam mutlu olalım diyoruz, her gün güneşin yeniden doğuyor olmasını bile umut belliyoruz.İlla ki bir acı karışıyor.
SilFazıl Say gibi usta sanatçıların, üretken ve güzel yürekli insanların varlığını bilmek bile güzel.Hala...
Feysbuk sayfanızı beğenip buraya takibe geldim. Merhaba :)
YanıtlaSilGündüz gördüm facebook sayfamı beğendiğinizi.Hoşgeldiniz.Ben uzun zamandır sizdeyim ;)
SilAytül baştan sona o kadar haklısın ki.. Artık haberde dinlemiyorum, okumuyorum bile. Böyle bir ihbardan haberim yoktu. Sabah ALES sınavı vardı, Ege'ye gittik, yollarda bomboş. Demek sebebi buymuş. Bizde şaşırdık giderken, sınav günü, hele pazar pazar nasıl bu kadar boş diye.
YanıtlaSilO ilk girişteki görsel var ya. İşte tüm olay o minicik cümleyi anlayabilmekte aslında. Hepsi bu.
Canının canına da kıyamam. Böyle korkular, endişelerden hep uzak olur umarım.
Sevgiler.
Açıkçası bu ihbarın doğruluğuna inanmadım ben.Yani, malum şimdiye kadar olanlar hep en beklenmedik anlarda olduğu için, insan neredeyse "haa tamam ihbar geldiyse, tehlike geçmiştir." diyecek.Çocukları da izole bi hayatın içinde tutamıyoruz.İlla ki farkındalar uzak tutmaya çalışsak da.Amaç zaten korkak, güvensiz, itaatkar bi toplum yaratmaksa büyük ölçüde başarıyorlar.
SilÇok teşekkürler İpekçim.Sınavın başarılı geçmiştir umarım.Sevgiler...
Kurban olurum yaa ertesi sabah nasıl mutlu bir gün geçireceğini merak ederek uyanmalı çocuklar ne günlere geldik.:((
YanıtlaSilBitip yetmedi bu orta doğunun savaş çılgınlığı yazdığın her kelimene katılıyorum canım yayınladığın şu fotoğrafı ilk gördüğüm de işte olayın özü sözü bu arkadaş neyi paylaşamıyor bu insanlar demiştim.:((( hiç ölmeyecekmiş gibi talan ettiler dünyayı:(
umudum çok kırılıyor ama yazılarımın sonun da dediğim gibi iyi dileklerimden asla vazgeçmek istemiyorum. sevgiler
“Ben biz olduğumuz zaman Ben olurum.”
Sil“Ben, ben olduğum için sen, sensin.”
Afrika'da bir şaman öğretisi böyle diyormuş.Aslında hayatta tüm öğretiler bu kadar basitken, niye insanoğlu hem birbirine, hem de kendine zindan etmek için bunca uğraşıyor anlamak mümkün değil Haticecim :(
Kırılmış da olsalar, hala bir umut işte yaşadıkça.Annem derdi; "Çıkmayan candan ümit kesilmezmiş."
Sevgilerimle...
O kadar güzel ifade etmişsiniz ki hislerinizi.Onların saf ve masum kalplerine bu kirli dünyayı nasıl anlatabiliriz ki.Dilimde tek bir dua''Allahım ömrümüzden eksik etmesin evlatlarımızı''.....
YanıtlaSilSizi + ekledim.
Ben de http://yesimlehertelden.blogspot.com.tr/ sayfama beklerim sizi.Sevgiler....
Hoşgeldiniz Yeşim.Hiç değilse yarınların güzel olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden ne yazık ki.
SilSevgiler...
of yaaa en zoru çocuklara cevap vermek değil mi? büyükler kötü örnek işte kötü model. çocuklara böyle kötü dünya sunuyorlar.
YanıtlaSilBüyüklerin kötü örnekliğini geçti atık maalesef.Nefes bile aldırmıyorlar neredeyse :(
SilBiz çocukken bir varmış bir yokmuş ile başlayan masalların sonun da gökten üç elma düşerdi kahramanların kucağına ve kahramanlar elmaları masalı dinleyen çocuklarla paylaşırdı. Şimdi üç bomba düşüyor insanların, çocukların başına ve sadece acıları paylaşıyoruz :'(. Ya canlarını, ya kollarını, bacaklarını ya da ailelerini kaybediyorlar ne acı. Bir şehit babası "hep duyuyorduk izliyorduk ve bize de sıra gelir mi diye korkuyla bekliyorduk" dedi. Sözün bittiği yer di. Her gün babası netroya bırakıyor kızımı ve oda okula metroyla devam ediyor. Ve ben hergün o eve dönünceye kadar endişe ile bekliyorum. Her yönüyle bir korku toplumu olduk. Konuşmaya, sokağa çıkmaya, yaşamaya korkar olduk. Rabbim herkesin evladını korusun. Duygularıma tercüman olduğun için çok çok teşekkür ederim canım benim. Keşke herkes anlayabilse bu dünyanın hiç kimseye kalmayacağını. "Burası dünya yahu, burası bu kadar işte!..."
YanıtlaSilKahramanlar dünyayı terk etti galiba.Ve sanırım yeni dünya, çocuklara yeni masallar yazacak böyle giderse.Artık kahramanlar, birbirine çemkiren, egoistliğe özendiren, şeytani güçleri öven, kadını malı sayan babayiğitler(?) olacak gibi:(
YanıtlaSilCanim, ben teşekkür ederim yorumunla katkıda bulunduğun için.Son ana kadar güzelliği umut etmekten vazgeçmeyip, masallardaki gerçek kahramanlara inanmaya devam.
Ne zor günler geçiriyoruz ve ne zor günlere şahit oluyor o minik gözleri küçüklerin... onların gözleri şahit iken; dünyanın kulağı sağır, dili lal... Umarım güzel bir gelecek bırakabiliriz. Biz AdemoğullaRI ve kızları her şeyi yok ederek besleniyoruz sanki. En kötüsü de sevgiyi yitiriyoruz... Yitirdikce içimizdekini, ruhumuzu yok ediyoruz. Bize asıl can veren eylemi unutuyoruz... umarım baris dolu bir yıl gelir tüm dünyaya. sevgiler canım...
YanıtlaSilUmutlu olmaktan başka bir seçenek yok diye düşünüyorum.Ve umut ediyorum sadece...
SilSevgimizin üzüntülerimize galip geleceği yarınları düşlüyorum.
Umarım sevgili Jess, umarım.Sevgilerimle...