Bir Blog Yazarının İtirafları / Yorumlaşmalarımızda Ne Kadar Samimiyiz?

https://aynahikayesi.blogspot.com/2019/06/bir-blog-yazarnn-itiraflar.html


Yazmak Ya da Yazmamak İşte Bütün Mesele Bu!

Şu anda yazmakta olduğum yazıyı aslında çok uzun zamandır erteliyorum. Erteleyiş sebebimse, kendimi yanlış ifade eder de yanlış anlaşılır mıyım korkusuydu. Tüm korkulardan ve yargılardan arınmayı seçmiş, en azından bunu başarabilmeye çalışan biri olarak ise 'yazmalıyım' duygusu ağır bastı. Bu yazı bir veda, ve bir başlangıç belki. Ama hiç bir şeyin keskin uçları yok ve her şey değişken. Tıpkı; yaşam gibi... Ve ben, duygu ve düşüncelerimi sözcüklere her aktarışımda, kendime bir adım daha yaklaştığımı hissediyorum. Yazdıkça anlamlar çoğalıyor sanki hayatımda.  (Yazar bu araya kendi özlü sözünü eklemek ister ;) :
"Zihnimde uçuşan düşünceleri ayıklayıp, onları birer resme dönüştürebilmemin tek yoluydu benim için yazmak" AY (Kısaca Aytül😊)

Bir yere gittiğim, ya da bloğumu kapatmak gibi bir düşüncem falan yok yani. Sadece yorum bölümünü kapatmak düşüncemi nedenleriyle anlatmak ve yazarak bir karara varmak niyetindeyim. Şimdiye kadar rahatsız edici bir yorumla karşılaşmadım diyebilirim. Aksine öyle yorumlarla karşılaştım ki, benim yazıyı yazdığım anda yanımda, hatta içimdeymiş gibi hissettiren blog yazarı dostlarım oldu. Varlığınıza binlerce teşekkürler🙏 Bu kararı almamdaki sebep; bir süredir blog yazarı arkadaşlarıma ziyaretlerde bulunamayışımdan dolayı. Belki, ne var bunda hepimiz ara sıra yaşıyoruz bunu diyebilirsiniz. Evet, ben de baştan öyle düşündüm. Bazen sevdiğim dostları ziyaret ettim. Hele ki bloğuma yorumuyla katkıda bulunan arkadaşlarıma cevap vermemek ve iadeyi ziyarette bulunmamak gibi bir davranışta hiç bulunmadım. Bu defa da yine garip bir hissiyata büründüm. Yorumda bulunduğum sayfadaki diğer yorum yapan arkadaşlar, "demek ki blog ziyareti yapıyor ama bana gelmiyor" zannederler mi diye kaygılandım. Belki paranoyakça gelebilir ama, birilerini kırar mıyım zannı rahatsızlık verdi işte🙈 Yorumlaşsak da mı yazışsak, yazışsak da mı okunsak... sak-sek, tık-tık, kim ooo...😵 Hoop kafalar iyice karışmadan devam edelim😉

Birbirimizin Yazdıklarını Yorum Karşılığı İçin mi Okuyoruz?

Yorumların bir blog yazarı için ne kadar değerli olduğu tartışılmaz. Fakat her şeyde olduğu gibi tartışılabilir kısmı; içeriği. Hepimizin yazılarının altına zaman zaman, biri de çıkıp, yazmış olmak için yorum yazmıyor mu? İllaki karşılaşıyoruz. Hissederek yapılmamış her davranış gibi, bu tarz yorumlar da sahtelik kokuyor. Tamam, blog yazarlarının dayanışması çok güzel. Ama, ben geleyim de sen de bana gel demek, baştan koşullu bir davranış olmuyor mu?

Yazdıklarımı gerçekten okumak istediğin için okuyor olmalısın. Sonuçta hepimizin ilgi alanları farklı. Senin o andaki duygusal veya düşünsel ihtiyacına cevap vermeyen her şey, sadece görev gibi hissettirecektir. Ve biz blog yazarlarının amacı, asla bir görevi yerine getirmek değil. Aksine, sadece sevdiğimiz için yazıyoruz. Para kazanmak amaçlı yazanları ayrı tutuyorum. Onlar blog yazarlığını işe dönüştürmüşlerdir, onlara da saygı duyarım elbette. Ben keyifle ve aşkla yazan kesimden bahsediyorum. Arkadaşlarımın bloglarına ziyaretlerim sayesinde bilmediğim konularda bilgi sahibi oldum. Yeni kitaplarla tanışmama vesile olanlar oldu. Bazılarının duygularında kendimi buldum. Ve nefis arkadaşlıklar edindim. Tanışmadan sevmenin, sevilmenin tadına vardım. Katkılar tartışılmaz fakat, derdim bu değil. Derdim; karşılıklı gidip gelme gerekliliği hissiyatıyla mecburiyete dönüşen kısım.

Mesela merak ettiğim bir şey var; erkek bir blog yazarı, bir makyaj bloğunu iadeyi ziyarete gittiğinde ne yazıyor ola ki? "Ben de tanıttığınız rujdan eşime almıştım" falan gibi bir yorumdur herhalde :) Belki o ürünün varlığından bile haberi olmamasına veya ürünün varlığının umurunda olmamasına rağmen yazmış da olabilir. Çünkü bizde iadeyi ziyaret, bir kibarlık göstergesi sonuçta. İyi de hal böyle olunca, hiç ilgilenmediğiniz bir yazıyı da okumak zorunda kalmış olmuyor musunuz? Yine yanlış anlaşılmasın diye belirteceğim ki, her blog ve her blog yazarı çok değerli. Asla bloglar arası hiyerarşik bir düşüncem yok. İlgilenmediğiniz blog tarzı teknoloji de, edebiyat da, makyaj... da olsa aynıdır. Hepimiz kendimizi ifade ediş biçimlerimizden biri olarak yazmayı seçmişiz. Bir emek var ortada ve emek vermek değerli olmanın olmazsa olmazı.

Ne Kadar Samimiyiz?

Bu yazıyı buraya kadar okuduysanız, muhtemelen iki açıdan değerlendiriyorsunuzdur bu yorum olaylarını artık. Güzel yanıyla zaten mutluyuz ama, zaman zaman hiç bu hislerle okuduğunuz ya da yazdığınız bir yorum olmadı mı? Yani canım arkadaşlarım, hal böyleyken, yapmış olmak için yapmış olmuyor muyuz?

Aslında dedim ya uzun zamandır düşünüyorum yorumları kapatmayı diye. "Ay Güncem" etiketiyle yayımladığım yazılarım daha içsel yazılar olduğu için o yazılarımı yoruma kapattım. Öncelikle ruhsal hallerime dair oluşundan dolayı kapattım, öte yandan; "yine de yazmak isterseniz mail adresime bekliyorum duygu veya düşüncelerinizi" diye not koydum altına. O yazılarıma mail yoluyla gelecek yorumlar bence koşulsuz ve gerçek yorumlar olacaktı. Ve gelen yorumlar kaç tane oldu derseniz; sadece 1 yorum aldım. Bilirsiniz bazı yorumlar içinize işler ya, işte öyle yazılmıştı o da. Hiç unutamayacaklarım arasındaki yerini aldı elbette. Ve iç hesaplaşmam da hiç bitmedi; ne kadar samimiyiz?





NOT:

Sevgili Sibel'in Sosyal Medya Kafe bloğunda benzer duygu ve düşüncelerle yazıp yayımladığı 'Bloglar İçin Yorumların Önemi' başlıklı yazısını da mutlaka okuyun derim😉


Yazıp yayımlamadığım bu yazım, Sevgili Derya'nın Deli Kızın Bohçası bloğunda yorumladığı bir kitabın içeriği bambaşkayken, sadece başlığı okunarak yazılan alakasız yorumlardan yola çıkarak yayımlamaya karar verdiğim bir yayındır. Linke tıklayıp arkadaşımın yazısını okuyabilirsiniz. (Okumadan yorum yapmayın bence😅)











Bir Blog Yazarının İtirafları / Yorumlaşmalarımızda Ne Kadar Samimiyiz? Bir Blog Yazarının İtirafları / Yorumlaşmalarımızda Ne Kadar Samimiyiz? Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com on Cuma, Haziran 21, 2019 Rating: 5

59 yorum:

  1. En başta düşüncem şu blog ilk önce kendin için yazılır. Yani yorum gelmiş gelmemiş, çokta önemli değil. İkincisi sahte olan her şeyin vadesi kısa olur. Yani yok yorum dayanışması yok sanal hit vs. boş. zaten analitik kullandığınızı varsayarak verileri anlamak kolay. Tavsiyem ilk önce kendin için yaz, gelen gelir ama yorum bölümünü tümden kapatmak gelenede saygısızlık olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmak ve okunmaktır esas olan ve dediğiniz gibi yorumlaşmak için yazmıyoruz zaten. Fakat bloglar arası dayanışma maalesef amacından şaşıp, yorumlaşma, okuyup yazmanın önüne geçmiş oluyor. Tek beklentim daha fazla okuyucuya ulaşabilmek. Okunduğunu yorumla tasdiğe de gerek zaten. İçinden gelir katkıda bulunursun ya da yazının hissettirdiğini yazarla paylaşmak istersin o ayrı. Teşekkürler fikrinizi paylaştığınız için.

      Sil
  2. Aytül Hanım merhaba,
    aslına bakılırsa söze nasıl başlayacağım konusunda epeyce düşündüm yazınızı okuyunca ama bu kadar ciddi bir yazı yazılınca da şaka yapmak pek akıllıca olmazdı elbette ama yüzyüze olsaydım epeyce komiklikler yapmaya çalışırdım elbette. bu konudaki düşünceleri anlatabilmek için saatlerce konuşmak gerek galiba. neyse çenem düşmesin de hemen toparlamaya çalışayım. elbette yazılanı dikkat vererek okuyup yorum yapmak önemli ve yazan için de çok önemli. çünkü inanılmaz moral ve mutluluk kaynağı oluyor biliyorum. kendim bazen -eskiden toyken, yeni olduğum zamanlar- bir kişi yorum yapmış mı diye saatlerce açıp kapatıp duruyordum bloğu ama daha sonraları öğrendim kendimce, hiç de benim düşündüğüm gibi olmuyormuş işler. genellikle yüzde bir veya en fazla iki gibi -takipçilerin yüzdesi olarak- görünüyor zaten. onunda bir kısmı yazıyı bile okumadan yazılan şeyler. dolayısıyla kendi adıma söylersem, benim için bir terapi oluyor yazmak işi. herşeyi kendime anlatmaya çalışıyorum dersem saanırım doğru ifade etmiş olurum.
    elbette haklısınız ama üzülmeye değecek bir durum olmamalı bu durum. duymuşsunuzdur, on yıllar kitaplarını bastıramayan epeyce meşhur yazar vardır. azmetmişler, yılmamışlar ve zafeeeer. işte bu kadar. hoşça kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'Güzel yazıymış' diye bir yorum bıraksaydınız bu yazının altına komik olurdu mesela :))
      İ
      İlk yazdığımız dönemler hepimiz için yorumlar başka bir kıymetteydi eminim. Görünür, okunur olduğumuzun, başkalarına ulaşabildiğimizin ve iletişime geçebilmemizin ilk basamağıydı çünkü. Fakat işin içine girdikçe kazın ayağının başka olduğu durumlar da çıkıyor ortaya.
      Terapi tanımlamanıza kesinlikle katılıyorum. Yazarken yolumu bulmam kolaylaşıyor. İç sesim bedenleniyor adeta ve daha net görebiliyorum hayatı. Sonrası aynı duygu ve düşüncelerde olduğum diğerleriyle buluşmaya kalıyor. Farklılıklarımızla da göremediğimiz açılardan bakmayı öğreniyoruz.
      Yorumlaşmalara dair düşüncelerimi ifade etmek istedim. Yoksa üzüntü vericek bir durumla karşılaşmışlığım yok. Çok teşekkürler katkınız için. Samimiyet, zaferi hep getirecektir :)

      Sil
  3. Yazini okudum canim ancak alelacele bir yorum yazmak istemiyorum telefondan yaziyorum şu an. Aslında bu çok detaylı bir konu ama sonra dönüp düşüncelerimi yazacağım 😘

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deryacım senin, yorumların alakasızlığına dair paylaşımın üzerine yazımı düzenleyip paylaşmayı hızlandırdım. Bayram öncesi yazmıştım. Fakat neredeyse bir aydır oturmaya bile fırsatım yoktu desem yalan olmaz. Vesile olduğun için teşekkür ederim;)

      Sil
    2. Selam canım. Yeni geçebildim bilgisayar başına. Dediğin gibi ilk başladığımızda belki daha farklı düşünüyorduk zamanla herşey yerine oturup değişiyor. Mesela ilk blog açtığımda bana yakınlık gösteren bir iki kişinin sonradan tek amacının kullanmak olduğunu anlayınca mesafe koymam gibi birçok insan ve tavırla karşı karşıya geliyoruz.
      Bu konuda yazılacak çok özet geçmeye çalışacağım. Eğer bilinçli olarak bir etkinliğe katıldıysa iki tarafın da gereğini yerine getirmesi gerektiğine inanıyorum. Onun dışında isteyen blog birbiriyle takipleşir, isteyen yorumlaşır. Blog gruplarında paylaşınca genelde karşılıklı bir beklenti oluyor bu da normal bence. Son zamanlarda listemi epeyce eledim. İstemediğim kişilere gitmiyorum. Severek destekleştiğim dostlar var, bir de iade i ziyaretin önemine inanıyorum. Bloğuma yorum yapanlara mümkün olduğunca geri dönmeye çalışıyorum. Ancak bazen üstüste yorum yaptığım bir arkadaş hiç geri dönüş yapmıyorsa veya lütfen geri dönüyorsa kırılabiliyorum. SOnuçta hepimiz insanız. Bir de işte o günkü paylaşımım gibi konuyla hiç ama hiç alakalı olmayan yorumlar olunca dayanamadım yazdım. Ama bu konu birçok arkadaşımızı rahatsız ediyormuş. İnan vakti olmayan arkadaşım gelip hal hatır sorsa blogda, veya yazınızı okudum güzel filan yazsa bile ben memnun oluyorum. Sonuçta blog ziyaretçileri evimize gelen konuklarımız.
      Ben bloglarım hobim de olsa, yaptığım her işi ciddiyetle yapmaya çalışıyorum ve çok seviyorum. Hiç yorum almadığım günler bile bakıyorum okunma oranım değişmiyor, demek ki belirli bir kitleye ulaşıyoruz ki en önemlisi de bu. Hiç blog yazarlığı ile alakalı olmayan okurlardan mesajlar geliyor. SOnuçta birilerine dokunuyor, ulaşıyorsun.
      Bloglar arası destekleşmeyi seviyorum. Birçok dost edindim bloglar sayesinde. Herkese yetişemeyiz, herkes de bize yetişemez. Zamanla kalıcı dostluklar oluşuyor. Belirli bir çerçevede kalıp zamanımı ekonomik kullanmaya çalışıyorum. Tek taraflı ziyarette bulunuyorsam eliyorum o blogları çünkü biraz suistimal edilmek gibi geliyor o türlüsü de.
      Bu beş yılda yorum harici o kadar çok destek olmaya, yardımcı olmaya çalıştığım arkadaşlar oldu ki. Kimi müteşekkir kalıyor, kimi senin farklı yönde yaptığın yardımı görmezden gelip işi sadece karşılıklı yoruma takılmaya vardırıyor. Herkesin canı sağolsun. Eleye eleye kalıcı dostları buluyoruz. Hayat hep bir sınav değil mi? Her gün sınanıyoruz. Çok olayla ve farklı kişilikte insanla karşılaştım bu beş yılda. Kimse mükemmel değildir ama bize tamamen ters gelene mesafe koymalıyız, bu konuda hiç tahammülüm yok. Zaman değerli.
      Senin yorumları kapatma düşüncene gelirsek, tabii ki bu senin seçimin. Sonuçta yazını okuyan bir dost ulaşmak isterse faceden ya da başka bir yerden de düşüncesini yazar. Benim takma ismimle yazdığım bir face sayfam vardı yıllar önce tek bir blog yazarı da tanımıyordum. Bir sürü insan okuyor ve takip ediyordu. Amaç yazmayı sevdiğin için, keyif için yazmaksa mutlaka ortak şeyleri paylaşyığın okur buluyorsun. Umarım çok uzun yazmadım. Sevgiler canım.

      Sil
    3. Selam Deryacım öncelikle vakit ayırıp düşüncelerini paylaştığın için çok teşekkür ediyorum. Uzun zaman önce eşime, yorumlarla ilgili bir yazı yazıp yorumları kapatmak istediğimi, çünkü asıl amacımın komşuculuk oynamak değil, okunmak için yazmak olduğunu anlattım. Fakat yanlış anlaşılmaktan çekindim ve erteledim yazmayı. Blog yazarlığı beraberinde yorum dayanışmasını da getiriyor elbette. Ve bunun nasıl güzel dostluklar doğurabildiğini de en yakından bilenlerdeniz sen de ben de. Az önce Haticeye de aynını yazdım. Onun gibi sen de en eski ve en çok destek olmuş olan arkadaşlarımdansın. Fakat o tat yok gibi artık. Nerde eski bayramlar gibi oldu ama, yapmış olmak için yaptığım her davranış bende içsel bir ayrılık hissi yaratıyor. Yaşadıklarımla hissettiklerimin paralel gitmesini istiyorum. Aslında yazımda da belirttiğim gibi çok can sıkıcı yorumlarla karşılaşmadım bugüne kadar. Olanlar da tolere edilir cinstendi. Benimkisi daha çok, yorumlaşmak için değil, okunmak için yazmanın önceliğini anlatma isteğiydi.
      Bilirsin etkinliklere bugüne dek katılmışlığım yok. Katılanlara da asla sözüm yok, olamaz. Bunlar tamamen ilgi alanlarımız ve tercihlerimizle alakalı.
      İtiraflar dedim başlığa çünkü, bir çoğumuz bu konuda kendi içimizde konuşuyoruz. Madem inandığımız bir şeye emek veriyoruz, yapmacık değil samimi olsun istedim.
      Son cümlene de kesinlikle katılıyorum. Severek yazdığında ortak duygularda buluştuğun insanlara illa ki ulaşıyorsun. Hepimizin yolu varmak istediği yöne olsun ve hayat, yolda güzelliklerle karşılaştırsın bizleri. Tekrar teşekkürler, çokça sevgiler canim...

      Sil
  4. Çok haklısınız o kadar saçma buluyorum ki başkasından yorum beklemeyi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki beklentisizliği öğrenebilmemiz adına hayatın sunduğu bir fırsattır yorum beklentilerini anlayabilmek :)

      Sil
  5. Ben gerçekten içimden gelmediği sürece yorum yapmayı tercih etmiyorum. Fakat eğer birisinin sadece ona yorum yazdığım zaman gelip bana yorum yaptığı dikkatimi çekerse ona yorum yazmaktan vazgeçtiğim oluyor doğrusu. Pinpon oynuyormuş gibi hissediyorum o an. Tam tersi de oluyor, ben bir milyon yorum yazmışım ve o hiç gelmemişse de kesebiliyorum yorum yazmayı. Ama bunlar o kadar ince konular ki, bazen hiç yorum yazmasa da birisi etkilenmezsin, bazen de takipten bile çıkabilirsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında son cümlen tüm bu yazılanlara en güzel cevap olmuş bence Handancım. Blog yazarlarının dışında takip ettiğim ve yeni yazısını merakla beklediğim yazarlar var. Yorum yazmıyorum ama her yazısını sindire sindire okuyorum. Sanki o/onlar anlatıyor ben dinliyorum. Bazen aynı cümleler geçiyor içimden henüz okumadan. Ve buluşmuş oluyoruz zaten. Önemli olan da bu değil mi ama :)

      Sil
  6. Merhaba. Bu tarz iç hesaplaşmaları yalnız ben yapıyorum zannederdim, o yüzden yazınızı okuyunca çok mutlu oldum :) Benim iç hesaplaşmalarımın arkasından hemen 'Çok kafaya takıyorsun, yaz geç, oku geç, yorum işte ciddiye alma' vs denirdi. Halbuki kazın ayağı öyle değil. Yorum meselesini ciddiye almak demek sizin de belirttiğiniz gibi sen bana ben sana'cıların işi. Ben ve görüyorum ki sizin gibi blog yazarları, bizler içtenlik peşindeyiz. Maalesef bunu anlatmak çok zor. Görünüşte hak verilse bile bu hissimiz, isteğimiz pek doğru anlaşılamıyor ve er geç konu yoruma yorum beklentisine dönüşüyor. Bence siz yine de kapatmayın yazılarınızı yorumlara. Arada çok içten, çok sağlam okuyucular çıkabiliyor çünkü ve o mutluluk hiçbir şeye değişilmez :) sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel, ne içten ifade etmişsiniz :) Samimiyetin kokusu var bence, kendisi maddesel olmasa da ;) Bu yorum olaylarının çıkış noktası aslında takipçi sayısını arttırmak. Dünya düzenindeki kurulu sistem nasıl ki yanlışlıklarla doluysa, blog yazarlarının daha çok okuyucuya ulaşmasının yolu da bu olmamalı. Fakat -ben de dahil- başka bir yolunu bilmediğimizden olsa gerek, gösterilen yoldan gidiyoruz. Sanırım bir itiraflar yazısı da bunun üzerine olmalı. Belki hep birlikte samimiyetin yolunu buluruz :)
      Sevgiler size de...

      Sil
  7. benim yazımın üzerine perçileyici bir yazı olmuş itiraflarınız çok samimi değiliz sanırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim yazımın üzerine dediğinize göre, aynı konuda sizde yazmışsınız demek ki diye düşünüp şimdi yazınızı okudum. Benzer yanımız yorumlara dair yazmış olmamız. Siz Google da nasıl yükselirizin yolunu tarif etmişsiniz, bense Google daki yükselişten önce samimiyet çizgisinde nasıl kalırızın yolunu arıyorum. Yazdıklarınız, okunma oranlarının çoğaltılabilmesini öğrenmemiz açısından kıymetli ve faydalı bir paylaşım olmuş. Umarım içine içtenlik de katabiliriz. Çok teşekkürler yorumunuz için.

      Sil
    2. Evet maddlerden bir tanesi ile örtüşüyor yani sırf yorum yapmak için yorum yapmayın okuyun anladığınız okudğunuz kadarıyla yorum yapın dedim ama aynı yazıda bile okumadan çok yorum yapan oldu bence saygılar.

      Sil
    3. Yorumlara da göz attım ve fark ettim laf olsun yazılmış olanları yazınızda :) Ne diyelim artık sözün bittiği yer ;)
      Saygılar benden de...

      Sil
  8. Ben bloglardan dizi film kitap yemek tarifleri gezilecek yerler öğrenmeye bayılıyorum...çok uzun edebi yazıları okumakta zorlanıyorum ama tam okuyamadıysam bile destekleyen bir kaç kelimenin ne sakıncası olur ki diye yorum bırakıyorum...uzun uzun ürün tanıtımı yapılan yazıları da kelimesi kelimesine okuyamıyorum ama teşekkür etmekte sakınca görmüyorum verilen emek karşılığında...umarım yeterince açık ve net olabilmişimdir...sevgilerimle...inşallah kimseyi kızdırmamışımdır...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizin ilgi alanları da tercihleri de farklı farklı ve fikirlerimizi paylaşıyoruz kızılacak bir şey yok ki ;) Aksine, neyse o şekilde olanı yazmışsın. Aslında benim asıl değinmek istediğim arkadaşlarımı sık ziyaret edemediğim için kendimi kötü hissetmemden kaynaklı yorumları kapatma düşüncemdi. Bununla birlikte de yorumlaşmalara dair düşüncelerimi yazdım :) Çok teşekkür ederim vakit ayırdığın ve içtenliğin için.

      Sil
    2. ben teşekkür ederim içtenlikle düşünce ve duygularımızı paylaşma fırsatı yarattığın için tatlım sevgilerimle...

      Sil
  9. Yorumları çok seviyor ve beklerken heyecan duyduğumu itiraf etmek isterim,itiraf edilecek nitelikteyse eğer.
    Blog yazmak elbette kişisel bir mevzudur ama blog yazarları emek verilen her işte odluğu gibi hem yanında birilerinin olduğunu hem de takdir görme ihtiyacı içerisinde olduğunu kimse inkâr edemez bence.
    Samimiyetsizlik elbette acı verici ancak son zamanlarda bloglarımızın durağan halini görünce samimiyetsiz yorumları dahi hoş karşılamak zorunda kalıyor insan bazen.
    Şunu da vurgulamadan gitmek istemiyorum bu arada:
    Blog yazmak ayrıcalıktır,kaliteli bir eylemdir,zenginliktir.
    Bu vasifların değerini bilen ve kendisinde de gören her insan uygun kalitede yorum yapacaktır kanımca.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan, doğası gereği toplumsal bir varlık. Birlikte üretmek, paylaşmak, beğenilmek gibi sosyal aktivitelerle sürdürüyoruz yaşamımızı.Dediğiniz gibi yanımızda başkalarının olduğunu bilmek de bizleri daha güçlü kılıyor. Tümü son derece insani davranışlar tabii ki. Kendi adıma olumsuz veya rahatsız edici boyutta, kayda değer bir yorum almadığımı belirttim zaten ben de yazımda. Yapmış olmak için yapmaya karşıyım sadece. Yorumlaşmak için değil, okunmak için yazıyoruz nihayetinde.
      Çok teşekkür ederim katkınız için ;) Sevgiler...

      Sil
  10. Şahsen ben yorumların samimi mi değil mi diye bakmam . Çünkü bazen bende ilk tanıştığım bloglara öylece yorum yapıyorum. Bana gelen yorumlarda bazen samimi bazen samimi değil .olsun olmasın benim için önemli değil sonuçta küçük te olsa kısa bir vaktini harcamış onun için saygı duyarım , ziyaret ederim . Bazen sevdiğin bir blog güzel bir yazı yazmış ama aklına yazacak birşey gelmiyor . O an hızlı bir karar alıp sıradan bir yorum yazılabilir . Sonuçta saçma da olsa samimi olmasa da bir yorumdur .

    Benim açımdan bir sıkıntı değil gelen tüm yorumlar eşittir.

    Böyle istenmeyen yorumları engelemek için yorumu onaya alsanız geçer .
    Saygıylar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel oldu farklı düşünen arkadaşlarımın da fikirlerini belirtmesi ;) Farklı açılardan da bakabiliyoruz böylece. Düşüncenize katıldığım kısım ise, iadeyi ziyaret kısmı. Bugüne kadar hiçbir ziyareti karşılıksız bırakmadım ben de. Aksinin kibarlıktan uzak ve saygısızlık olacağı görüşündeyim. Öte yandan da, sevmediği bir yemeği misafire ikram etmek gibi oluyor. Emek harcamış diye yer gibi yapıyoruz adeta.
      Yorumlarımı onayım olmadan yayınlamıyorum. Ve tekrar olucak ama, rahatsız edici bir yorum da almadım. Yazıda belirtmiştim. Vaktimizi mecburiyetlerden ziyade, sevdiğimiz biçimde geçirelim istiyorum hepsi bu ;) Çok teşekkür ederim fikrinizi paylaştığınız için.

      Sil
    2. Ben teşekkür ederim . Yorumuma böyle güzel cevap verdiğiniz için .

      Sil
  11. Aytül hanım yazmaktan en az sizin kadar keyif alıyorum. Bir hedefim kendimce çok kıymetli hayallerim var. Hal böyleyken vakit yaratır da bloguma gelen misafirlerime şükran duygularımı bolca ifade etmeye gayret gösteriyorum. İçten yorum yapan, hikayelerimi, tespitlerimi son kelimesine kadar okuyan dostların sayfalarına muhakkak uğruyor onların da paylaşımlarını okuyorum. Her yazıma yorum yazan (yazılarımın her kelimesini okur) yemek tarifi blog sahibi dostuma geçenlerde yaptığı paylaşıma şöyle bir yorum yazdım. " Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Sizin blog sayfama olan desteğinizi ben veremiyorum. Lütfen bağışlayın, çünkü yemek tariflerinin en küçük kelimesinden bile birşey anlamıyorum "
    Velhasıl yorum yapan yapmayan hiç kimseye takılmıyorum. Sevdiğim, okumaktan keyif aldığım blogları ziyaret ediyorum. İnanın vaktimiz çok kıymetli. Bir de bu yorum polemiği fazla yorar bizi. Tavsiyem yorum bölümünü kapatmayın. Keyif aldığınız blogları ziyaret edin. Sırf yorum yapmak için yorum yapanlar bir süre sonra kaçıyorlar. Geçtiğimiz haftalarda şöyle bir yorum gelmişti " bu değerli paylaşım için teşekkür ederim" 😂😂😂 Nasıl??
    Selamlar Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Taner Bey tanıdığım ve içtenliğine çok inandığım blogger arkadaşlarımdansınız siz de. Hayallerinize ulaşmanızı canı gönülden diliyorum.
      Yemek tarifi bloğu arkadaşa yaptığınız yorum anlatmak istediklerimi doğrular bir örnek olmuş. Aynı durumu ben de yaşadım. Çok çok sevdiğim bir blogger arkadaşım vardı ilk zamanlarımda. Kendisi artık yazmıyor ama telefonla arkadaşlığımızı sürdürüyoruz. O gelir muhteşem yorumlar yapardı. Bense şaşırırdım ne yazıcam diye. Yani yemek tarifine getirilicek yorumlar biz bayanlar için bile kısıtlı oluyor sonuçta. Zaten benim yorum polemiğine girdiğim de yok. Yorumlaşmanın mecburiyeten değil, içten gelerek yapılmasından yanayım. Farklı düşüncede arkadaşlarıma da saygı duyarım. Sadece, kendi adıma, ne gelip kendini yorsun, ne de beni diye düşünüyorum. Ben beni anlayacak okurlarla buluşmak için yazıyorum. Ne takipçim artsın, ne de yorumum çok olsun kaygım yok.
      Ayy ne güzel oldu ama, karşılıklı iç döktük :))
      Taner Bey vakit ayırdığınız ve samimiyetiniz için çok teşekkürler. Sevgiler benden de...

      Sil
  12. Karşılıklı yorumlaşmak bir sohbeti de doğuruyorsa o anda şahane oluyor ,karşılıklı kahve içip konuşur gibi :) bu şeklinde yazışan Can dostlar biliyorum önce ki yıllar da.
    Ben epeydir koptum maalesef sebebini de artık herkes biliyor. Onca emek verip hazırladığım yayınların tamamını pek çok yerde yayınlandıgını görünce hırsız milletine destek veriyor gibi hissettim kendimi son yayınlarımı bolca çalabilirler artık terbiyesizlikleri bir işe yarar hiç olmazsa deyip zorla güzel iş yaptıracağım onlara :)))))
    Kuzum benim için çok özelsin ,yayınlarını okumayı da çok seviyorum yorum yapamadıklarım olmuştur ama fırsat buldukça toplu okumayı da seviyorum.
    Yazdıklarında da haklısın, yoruma kapatıp kapatmamak senin özelin gönlünce olanı seçersin canım.
    Eski yıllarda ki tadı çok alamıyorum benim gibi el emeği yapan tanıdıklarımın çoğu bloglarından sosyal medyaya geçtiler. hoş orada hiç olmazsa görebildiğim için mutluyum.
    Hani bir gün blogger belki de :))) sihir gerçekleşip taklitçiliği kopyacıları bir yok etse ne güzel olurdu diye düşünüyorum bazen:) ama işlerine geldiğini düşünüyorum.
    Sevgilerimle canım kucak dolusu sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Haticem blog yazarlığının bana kazandırdığı bir kaç kişinin en başında gelenlerdensin. Tabii ki yorumlar sayesinde oldu bu. Yorumların katkısı budur işte. Google'da bir tık yükseltse ne olur, yükseltmese ne olur. Önceki yıllarda gerçekten başka bir hava vardı. Belki o hissiyatı artık bulamadığımdandır bu yazı.
      Bilirsin ben sosyal medyada da çok yorum yazan biri değilim. Yazmış olmak için yazmak istemiyorum çünkü. Ama bakıyorum bazen Hatice öyle bir sanat eseri yaratmış ki, methiyeler düzesi gelir insanın ;)
      Hatta öyle yayınların vardı ki, kaç kişi kendisi yapmış gibi göstermek istedi. Başına gelen çok can sıkıcı, üzücü maalesef. Teknolojinin bunca gelişmişliğinde bu emek hırsızlığına çare bulunmamış olması da ayrı bir dert. Öte yandan instagram senin el emeklerin için önünü daha çok açabilecek bir mecra olabilir. Bir dönüşüm lazımmış demek ki, vardır bir hayır demek düşüyor. Sanırım benim için de bir dönüşüm zamanı. Zaten bende dönüşüm hiç bitmiyor ;))
      Blog dünayasındaki iyikim... Kocaman sevgiler canimm.

      Sil
  13. Sevgili Aytül,

    Baştan sona yorumların tümünü ve senin cevaplarını -hatim eder gibi-okudum. En hoşuma giden blog arkadaşların yazarkenki heyecanları. İşlerini ne kadar da ciddiye alarak yazdıklarını gördüm. Tabi ki büyük bir sorumluluk ve içtenlikle senin yanıtların da öyle. Hepinizin karşısında ceketimi iliklemek geldi içimden; inanın bunu abartmadan söylüyorum. Çünkü, "söz uçar, yazı kalır." sözünü boşuna söylememişler. Keşke insanlar daha çok blog yazarı olsa, daha çok, daha kalıcı, düşünsel, daha çok günlük sorunların irdelenmesine yönelik sizler gibi böyle bir şeyler yazsa ne güzel olur! Çünkü bu yazılanlar arasından ne güzel denemeler, öyküler ortaya çıkardı. Boşuna dememişler, her deneme, her öykü yaşama açılan renkli bir penceredir. Öyle ki, o pencereden bir gün mutluluğu kanatlarında taşıyan bir kuş girebilir içeri, bir kelebek, rüzgârların ve yağmurların eşliğinde yüreğinizi doldurabilir. Sanırım bu da az bir şey olmasa gerek... Her birinize saygı ve esenlikler diliyorum, iyi ki varsınız. -Ali Özenç Çağlar-

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Hocam hoş geldiniz. Güzel sözleriniz için çok teşekkürler. Sizin gibi bir yazardan böylesi güzel sözler duymak gurur verici.
      Her birimiz kendi alanamızca yazarak hem kendimizi ifade ediyor, hem de duygusal ve düşünsel olarak aynı ihtiyaca sahip olduklarımızla buluşmanın tadına varıyoruz aslında. Kalemimiz kanat olup birbirimize ulaştırıyor bizleri. Ve kelebekler uçuyor samimiyet rüzgarlarıyla...
      Çok çok teşekkürler tekrardan Hocam siz de iyi ki varsınız. Sevgi ve saygılarımla...

      Sil
  14. Aytül'cüm konuyu özetleyim ve noktayı koyayım canım. Yazı ilgi alanında ise çok samimi, ilgi alanında değilse samimiyetsiz. :)
    Yorum grupları türedi böyle oldu maalesef. Yorum karşılığı birbirini okumuş gibi yapıp, yorum yazmış gibi yapanların çoğaldığı bir dünya. Herkes birbirini okuyacak ne demek sen beni okumuyorsun. Ben sana geliyorum ama :)) Veya takipten çıkmışsın neden çıktın? :)) Herkesin ilgi alanı farklıdır. Yorum grupları o yüzden çok saçma bir dayatmadır. Daha fazla uzatmayım daha önce bu konu ile ilgili yazdığım duygu ve düşüncelerim 2000 küsür kelimeden oluşuyor burada da yazmaktan korkuyorum. :)) Aynı duygular ve benzer düşüncelerdeyiz. Yazını kendi yazıma linkle ekleyeceğim Aytül'cüm. Yorumlarla ilgili düşünceleri yazımın içerisine eklemiştim. Bu yazı da "çok faydalı yazı olmuş" :))
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canim, tüm gelen yorumları okuyup cevap yazdıkça daha da netleştim ki, iş 'balık baştan kokar'a geliyor. Bazen destek amaçlı blog tanıtımları yapıyoruz. O bloglara gidip destek amaçlı takibe almak, bir merhabayı esirgememek kısmı mesela çok güzel. Fakat, sırf takipçi sayısını veya yorumlarını arttırmak için rastgele gidip gelmelerin sonrası sıkıntılı ilişkilere dönüşüyor. Sıkıntı da içi boş, sahte olması. Ha, 'bu işin kuralı bu' deniyorsa da ne diyeyim artık herkes bildiği yoldan gitsin :))
      Link ekleme işini ben de yapıcam ;) Çok teşekkür ediyorum. Sevgiler kocaman :)

      Sil
  15. "Ben sizin blogu şurada gördüm de geldim, bana da beklerim" gibi yorumlara gülüyorum genelde ben. Çocuksu geliyor bu söylem ne bileyim :) Meraktan ziyaret ettiklerim de oluyor içlerinde, öylesine gelip geçiyor işte, bir sabun köpüğü gibi.
    Bazen çok can acıtan yorumlar olabiliyor, eskiden hepsini yayınlardım. Şimdilerde ruh halime göre kimini yayınlıyorum, kimini de siliyorum.
    Evet yorum yapanlara nezaket ziyaretinde bulunuyorum ben de, ama yazıları bana hitap etmiyorsa yorum yazmıyorum, böyle bir gereklilik de hissetmiyorum. Bir de şu var; başka bloglarda yazdığı yorumla ilgimi çekip de takibe aldıklarım da çok. O youmlar olmasaydı o güzel blog yazarlarını belki de hiç bilemeyecektim.
    Sonuçta blog yazmak kadar okumak ve yorumlamak da kişisel dünyanın bir parçası.
    Yorumları kapatmayı hiç düşünmedim ben, çünkü denetlemek benim elimde. Çok canınızı sıkan yorum olursa yayınlamazsınız olur biter, yanılıyor muyum :)

    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Evde Yazar,
      Bilmeden, beni blog yazarlığı ve içerik editörlüğüyle tanıştıran özel insan. Her şey sizin yazınıza rastlamamla başladı ve hayatımdaki bir kozadan daha çıkışıma rehberlik ettiniz. Ne kadar teşekkür etsem az.
      Blog içeriğinin temadan önemli olduğunu, yazım dilindeki samimiyetin ve özgünlüğün girilen yazı sayısından önce geldiğini... sizden/yazdıklarınızdan öğrendim. Yorumları kapatma düşüncem asla can sıkıcı yorumlardan doğmadı. Yazıda da belirtmeme rağmen, -algıda seçicilik olsa gerek- öyle algılandı. Ya da ben eksik ifade ettim belki. Bloglarımız evimiz, okuyucularsa konuklarımız diyoruz ya hep, mecburiyetmiş gibi gidip gelmeler yerine, gerçekten olmak istediğimiz yerlerde kaliteli zaman geçirmenin ve dolayısıyla samimiyetin önemini vurgulamak istedim sadece. Bir de uzun zamandır blog ziyareti yapamamış olmaktan üzüntü duyduğumu anlatmak istedim. İtiraf başlığında bir iç döküş yani.
      Yazdığı yorumlardan dikkatimi çeken ve merak edip ziyaret ederek takibe aldığım arkadaşlar oldu benim de. Bazen yazdıklarımız kadar etkili olabiliyor yorumlar da. Aynı duygularda buluşturup yalnız olmadığımızı hissettiren, düşüncelerimizi besleyen her tür yazım şekline şükranla...
      Çok teşekkür ediyorum fikirlerinizi paylaştığınız için. Çok sevgiler :)

      Sil
  16. Merhaba, ben şöyle sizin anlattıklarınıza şunları söylemek istiyorum, blog yazarları bloglarında samimi yorumlar istiyor olabilir lakin kalıcı olduğunuzu ıspatlamak adına en azından bir süre yorumların ve etkileşimin olması gerekiyor ki bir şekilde tanınmış olursunuz yoksa her okuma bilen yazmayı da biliyor. Biz Büyük Blog Yazarları Birliği olarak -suistimal- edildiği için yorum etkinliklerini durdurduk ama belirttiğim üzere suistimaller olduğu için, yoksa sağlam gruplar ile yorum etkinlikleri olabilir. Aksi hali blog dünyasında ilgili yorumlar falan filan diyerek laf kalabalığı ile yorumu uzun tutmayı planlayan daha profesyonel yalancılara döneriz. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar, bugüne kadar yorum etkinliklerine hiç katılmadım. Buradan da benim ihtiyacım yok falan gibi bir anlayış dahilinde olduğu çıkarılmasın kesinlikle. Yaptığım her ne olursa olsun özenle yapmaya çalıştığım için katılan arkadaşları da sindire sindire okumak ve gelgeç, olmuş olsun diye bir şey yapmak istemem. Bu da neredeyse bütün günümü ayırmak anlamına gelir benim için :) Velhasıl uzak duruş sebebim bundandır.
      İşte o profesyonel yalancılara dönüşmeyelim ve gerçekçi duygularla yaklaşalım birbirimize diyedir bu yazı da. Belki geleneksel düşünüyorumdur bilemiyorum.
      Ben çok teşekkür ediyorum katkınız için.

      Sil
  17. Aytül'cüğüm, öncelikle senin kararın ama madem henüz yorumları kapatmamışsın:) fikrimi söylemek istedim. Dobra olacağım için kusura bakma ne olur. Sen ya da Ayşe, Fatma, Ali, Ahmet...bir blogdaki yazının altında yorum kapalıysa felaket uyuz oluyorum. :)) Çünkü sırf yorum bırakmış olmak için yorum bırakan biri değilim ha birisi ilk kez bloğuma gelmiştir, ayıp olmasın diye iadei ziyaret için gidip yorum bırakırım ama bu da nezaket icabı yani kötü bir şey değil. Yıllardır tanıştığım blog arkadaşlarıma ise yorum yazmak benim için zorunluluk değil KEYİF. Bu yorumlaşma konusu hassas (hatta bu yüzden bazı tatsız şeyler yaşayıp soğudum blogdan, uzun süre ara verdim...dayanamadım yine döndüm) ama yazılarını lütfen yoruma kapatma ve sana yorum yazanlardan sen de yorumunu esirgeme. Bence bu karşılıklı iletişim hem nezaket, hem de bloğun istikrarlı olması, bloğun ciddiyeti açısından önemli. Ha sana çok zor geliyorsa blog blog dolaşmak bak evet kolay bir iş değil. Bilemiyorum yorum almak hoşuna gitmiyorsa o başka...bu anlayabileceğim bir şey değil çünkü ben yorum almaktan çok hoşlanıyorum. (akp'liler filan gelip abuksabuk yorum yaparsa o hoşuma gitmiyor o ayrı:)))ama burada fazla başıma gelmedi.

    Velhasıl bence yazı yazmaya devam edeceksen, yorumlarını da açık bırak, ben zaten üç yorumuma da geri dönmezsen, bir daha sana dönmem:)))bak dobra dobra söylüyorum. :) Çünkü bu komşuma ziyarete gitmek ama komşumun bana hiç gelmemesi gibi bir his veriyor. Neyse ya sen bilirsin:))))
    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu özel Haziran akşamından merhabalar Müjdecim ;)
      Senin özenle çizilmiş güzel senaryolarının yanında eski yazılarını da özlediğimi söylemeliyim öncelikle. Sen de pek yazmaz oldun artık. Ve peki, kapatmıyorum yorumları :)) Senin dobralığından da mahrum kalmak istemem ;) Ben yorumlaşma olacaksa görev gibi değil de keyifle olması taraftarı olduğumu vurgulamak istedim. Samimiyet sözcüğünü özellikle kullanmam da bundandır. Daha nasıl açık ifade edebilirdim bunu da anlamadım açıkçası. Blog ziyaretleri nasıl ki komşu ziyaretleri gibiyse, olmuş olsun diye değil, gerçekten birlikte vakit geçirmek istediğimiz komşularla birlikteliğin, gerçek anlamlara ulaştıracağını anlatmak istedim. Şahsen benim yazımda duygusal veya düşünsel olarak bir bütünlük hissetmeyecek birinin sırf trafik sağlayacak diye gelmesini istemem. Bana gerçek okuyucu lazım. Diğerleri bir gün gelir ertesi gün kaybolur zaten.
      Öyle ya da böyle bir şekilde eski dostlarla sohbete vesile oldu bu yazı. Çok da güzel oldu. Gerisi teferruat canim boşverelim gitsin ;) Yeni yazılarına özlem ve sevgilerimle canim...

      Sil
    2. Sevindim:)))beybisi samimi olmayanlar sen söylemişsin zaten bir gelir, ertesi gün veya taş çatlasa 1 ay, 3 ay sonra kayboluyorlar. Samimiyet benim de en önem verdiğim şey. Öylesine gitmiyorum çünkü hiçbir arkadaşıma. Kız, yazacağım da Silivri korkusundan yazamıyorum, neler neler yazmıştım sildim valla bu yaşımda hapislere düşmeyeyim diye:))))ama birkaç tane siyasi yazı yazdım gördün mü bilmiyorum, gözünden kaçmış olabilir de ara verdiğim için.
      Bende de sevgiler canısı:)

      Sil
    3. Uğruyaıp bakıcam bi ara canim. Sen de haklısın :) Yazım dilini partiler ve siyasi söylemlerden uzak ama aynı zamanda fikrini belirtir şekilde genele yayarak anlatman çözüm olur diye düşünüyorum ;)

      Sil
  18. Yorum yapmak bir arkadaşını yazdıklarınından dolayı teşvik etmek, bazen aynı fikirde olduğumuzda konuyu ayrıntılamak adına yaptığımız bir hareket. Yazılan tüm yazılar ya da takip ettiğimiz her blog bize göre yazılar yazmıyor. bu nedenle de bazen sıradan yorumlar yazı geçebiliyoruz. Lakin sıradan yorum yazmanın nesi kötü ki_ Konu hakkında fikrim yoksa eğer genelde sadece emeğine sağlık diyip yorum atarım arkadaşlarıma. Emeğine sağlık her yorumumda bulunur bu arada. Eğer bildiğim ya da üzerine konuşmak istediğim bir şey var sa da yazarım aklımdan geçenleri. Yorum bölümünü kapatıp kapatmamak sana kalmış ama bence bu sadece senin anlattığın bir monolog anlamına gelir ki bu da etkileşimi sıfıra indi
    ren bir konu... Neyse lafı uzatmayayım, herkes bloguna yazısına yorum yapılsın arkadaşlarınca beğenilsin ister. Bana sorarsan kapatma yorum kısmını böle oldu mu fikirlerimizi daha rahat birbirimize ifade edebiliriz.

    Emeğine sağlık :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun yorumunu yapmış olduk hep birlikte:) Kafam karışmıştı ve eksik olmayın vakit ayırıp fikirlerinizi paylaştınız.(Yorum yazan tüm arkadaşları da kast ediyorum). Asıl mesele, benim hiç ilgi alanım olmayan bir yazıya denk gelişim karşısında ne desem eksik kalıcak diye kaygılanmamdandı. Çok ciddiye almışım meğer. Emeğine sağlık iyi fikir bence de ;) Çok teşekkür ederim katkıda bulunduğun için.

      Sil
  19. Cahil Okur ve Müjde ablaya katiliyorum. Tek taraflı yorumsuz yazmak da monolog olur bu da keyifr vermeyebilir bir süre sonra. Bir de cahil okurun dedigi gibi her konu hakkinda bilgimiz olmuyor ama arkadasimizin blogudur destek olmak icin okumussak kisacik kir mesaj da yaziyoruz. Bildigimiz ya da daha fazla fikrimiz olan konularda da cok yaziyoruz. Ben bes yil sonra bile heyecan duyar merak ederim kim gelmis neler yazmis bloguma diye. Müjde ablanin dedigi gibi de birkac bir ugradigim arkadasim geri gelmiyorsa da kirilirim. Cünkü arka arkaya gidiyorsam sevdigim icindir. Severek okudugum ve yorumladigim bir arkadas vardi bana hic gelmedigi gibi yorumlarima yazdigi yanitlarda da hani gelmesen de olur hissini verdi bir daha gitmedim. Kiriliyoruz insaniz hepimiz. Unutuluyor zaman zaman. Ama yorumlasmak cok büyük bir mesai gerektiriyor bu konuda da sana katiliyorum. Zor bir durum 😅

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seninle başladık seninle bitirelim bu mevzuyu Deryacım :)Genel olarak tüm yorumlardan çıkarımım şu oldu: Blog yazarları için, alınacak yorumlar yazılarının zevkle okunmasından daha önemli. Çünkü benim yazdığımla ilgilenmeyen birinin nezaketen gelip laf olsun diye bir cümle bırakması nezaket değil bence. Olsa olsa çıkar ilişkisi bu. Ha, mesela yeni bir bloggerdır isterse hiç alakam olmayan bir şeyi anlatıyor olsun, o durumda hiç önemli değil gider yorum da bırakırım, tanıtımına destek de veririm seve seve. İşte bu destektir. Onun dışında yazılarını sevdiğim kişilere gitmeyi tercih ederim yine de. Amaan Derya yaa neyse bu akşam çok güzel bir akşam sonuçta. Her şeyin çok güzel olacağının ilk filizini vermişiz. Gerisi yorum :))
      (Senin yazından çıktık ya yola, onun linkini de ekleyeceğim yazının altına canim)

      Sil
    2. Bugün gerçekten çok güzel bir gün canim can de çok mutluyum. Kisa yorumu benim nezaketsiz bulmamam şöyle. Bir arkadasim gelmis yazimi okumuşsa vakti de yojtur kisaca yorum birakarak bak ben geldim okudum demis oluyor veya konu hakkında bilgisi yoktur ama yine de okumustur. Kisaya uzuna bakmam. Ilgilenmeyip samimi olmayan zamanla anladiliyor zaten. Gitnezsin onlar da geri gelmez 😅

      Sil
    3. Sözüm sana değil canim genel bi çıkarım. Linki ekledim bu arada.
      Öperim :)

      Sil
  20. Güzel ve haklı bir şekilde içini dökmüşsün. Bloglarda yazılan her yazı ilgi çekici olmayabiliyor. Mesela makyaj malzemeleri beni zerre ilgilendirmiyor. Ama paylaşımları görürsem vaktim varsa bakarım ancak yorum bırakamam. Herkes kendi ilgi alanına ne giriyorsa aslında ona samimi yorum yazabiliyor. Ya da blog yazan kişiyi tanıyorsa. Yıllardır blog yazıyorum, kimseye yorum yazdı-yazmadı diye kızmışlığım, küsmüşlüğüm yok. Kapım herkese açık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi ;)Tanışıklığın olduğu ve şahsen sevdiğimiz arkadaşlara bir merhaba demek yine samimiyet çerçevesine dahil zaten ;) Olgunluk ve resmin bütününü görebilmek işte bu. Çok teşekkürler, sevgiler :)

      Sil
  21. Merhaba Aytül Hanım, yazınız gerçekten de önemli noktalara temas etmekte. Bana göre yazınızda hem haklı hem de haksız olduğunuz noktalar var. Öncelikle yazılarınızı yorumlara kapatmayın derim. Çünkü ilgili olsun ilgisiz olsun yorum blogger arkadaşlarımızı mutlu ediyor. Yorumlarda samimi olmadığımıza ben de katılırım. zira kişilerin ilgi alanları çok farklı. Mesela benim blogum eğitim öğretim ile alakalı ama bana öyle arkadaşlar yorum yapıyor ki, ben bu arkadaşlarıma alakasız diye yorum yapmayacak mıyım? Bir defa iadei ziyarette bulunmasam kendimi suçlarım. Bazı arkadaşlarımız da sırf benim bloguma gelsinler diye yorum yapmakta bunun da farkındayız ancak şunu da unutmayalım ki; biz başka arkadaşlarımıza yorum bırakmazsak başkası da bize bırakmıyor. Olaya başka bir açıdan bakacak olursak biz yazımızı okuyacak kişinin yorum bırakmadan çıkmayacağı kalitede yazılar hazırlasak yazılarımız yorumsuz kalmaz. Böyle olunca galiba bize düşen hiç kimseden yorum dahil bir beklenti içinde olmadan çalışmalarımıza devam etmektir. Bu konuyu işleyen beklentisiz bekle yazımı okumanızı tavsiye ederim. :)https://fatihpinarca.blogspot.com/2019/05/beklentisiz-bekle.html Sevgilerle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,
      Önce yazınızı okuyup yorum bırakarak cevap yazmayı tercih ettim :) Yorumları kapatmaktan vazgeçtim ama kendimce oluşturduğum çizgide tek başıma bile olsam yürümeye de kararlıyım :)
      Aslında sorunun kökeni daha fazla kişiye ulaşabilme kaygımızdan kaynaklanıyor. Blog olsun, sosyal medya olsun kişilere ulaşabilmenin yolu ziyaretlerden geçtiği ortada. Bu ziyaretler esnasında yıllarca sürebilecek arkadaşlıklara da imza atılıyor, tek seferlik merhabalarla da kalabiliyoruz. Zamanla oturuyor bişeyler. Buraya kadar sorun yok.
      İşte bu nota elimizden gelenin en iyisini yapıp gerisini akışa bırakmak gereken yer. O çizgiyi her aşış, samimiyetsizliğe götürüyor. Ben de bu kısmı ele almak istedim. Yoksa bir haklılık ya da haksızlık arayışında değilim. Yazdıklarımdan heyecan duymayacak, bir sonraki cümleyi merak etmeyecek birinin bana sağlayacağı trafik umrumda değil. Beklentisiz bekliyorum yani ;)
      Çok teşekkür ediyorum fikirlerinizi paylaştığınız için.

      Sil
    2. Ne demek yazınız da cevabınız da bir birinden harika. Size her alanda destek olmak isterim. Başarılar.

      Sil
    3. Eksik olmayın, başarılar size de yolunuz/yolumuz açık olsun.

      Sil
  22. Çok güzel bir yazı olmuş... Gerçeklere değinmek her zaman yararlıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne de olsa adı üzerinde; Ayna Hikayesi, var olanın yansıması :)
      Çok teşekkürler.

      Sil
  23. Sevgili Aytül hanım,
    Blogunuza şimdi geldim ve ilk okuduğum yazınız. O kadar önemli bir sıkıntıya değinmişsiniz ki. Yazmış olmak için yazmak, belki hiç okumadan yapılan başlık yorumculuğu! Çok yanlış bir blogger alışkanlığı ( kibarlık, jest veya nezaketen olsa bile) Ben genellikle blog geziyorum, ama yalnızca, eğer ilgimi çekiyor, ruh ve düşünce hissiyatıma dokunuyorsa, takip ediyor, düzenli okuyor ve yorum yazıyorum. Her blog okuyucusu veya blog yazarı bu ilke ile start vermeli yazma/okuma hayatına kanaatindeyim...
    Sevgi ve muhabbetle,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldiniz Muhammed Bey. Hemfikir olduğumuza sevindim. Alışkanlığa dönmüş, kalıplaşmış davranışlarımızdan kurtulmalıyız diye düşünüyorum. Kalpten gelmeyen hiç bir fikir, mış gibi yapma davranışıyla yansımamalı hayatlarımıza.
      Çok teşekkürler katkınız için. Sevgiler, selamlar...

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.