🌙AY GÜNCEM / Kişi Zamirlerinin Gölgesi

https://aynahikayesi.blogspot.com/2018/06/ay-guncem-kisi-zamirlerinin-golgesi.html

Önce Mini Bir Açıklama😉
Kendi kendime devrim yaptım :) Son aylarda blog yazarlığına dair fikirlerim ve hislerim beni uzaklaştırdı blogdan. Heyecan duygumun içi boşaldı. Ama yazma dürtüm ısrarla dürtmeye devam ederken, en bana ait olan alandan vazgeçecek değildim. Ben de bloğuma, gerekliliklerden arınmış, daha özgür, kendime yakın, kendimce, 'Ay Güncem' adlı bir bölüm koymaya karar verdim. Bildiğimiz günlükten biraz farklı. Yani farklı derken, yaşadıklarımdan ziyade, o gün hissettiklerimle alakalı yazılar olacak. O güne has duygularımı, ya da yaşadıklarımın veya hayallerimin hissettirdiklerinden yola çıkarak oluşacak bazen gerçek, ama çoğu zaman da hayallerimde şekillenmiş hikayeler olabilir bunlar. Belki bazen bir tek cümleden ibaret bir yayın, bazense uzunca bir rüya anlatımı. Belki de sonu olmayan bir masal anlatırım. Hatta bir resim bile olabilir paylaşacağım. İçimden geldikçe olacak bu paylaşımlar yine. Sosyal medya paylaşımı gibi yani. Anlık ve içimden geldiği zaman. İsmi Günce diye her gün değil yani :) Aslında bu fikir, bu yazı esnasında oluştu. İstediğim, ama ne olduğunu bilmediğim bir şeyi bulmak gibi geldi bu bana. Hani canınız bir şey çeker, dilinizin ucundadır ama, bir türlü bulup çıkaramazsınız ağzınızdan ya, işte onun gibi😋 Sınırlarını aşmak gibi...💃🍀 Şimdi lafı uzatmadan Ay Güncem'in ilk paylaşımına geçeyim.💞

KİŞİ ZAMİRLERİNİN GÖLGESİ

Bugün gözlerimi kapatıp aynaya baktım. 'O nasıl olacak, gözlerin kapalıyken? Sanırım yanlış yazmış' diye geçirdiniz aklınızdan belki de ;) O halde şöyle diyelim; balkonda, kucağımda bilgisayarımla uzandım ve gözlerimi kapatarak kocaman bir aynaya baktığımı hayal ettim. Bir nevi ibadet gibiydi. Ama öyle, ezbere yapılan bildiğimiz namaz, oruç gibi değil de; sadece seninle konuşan iç sesinle bağlantıya geçmek gibi. Konuşmadan ve bakmadan seyretmek gibi. Seyrederken arada bir de olsa, aynadan gördüklerinin tümünde kendini bulmak, bazen de kendine katmak gibi...

Sanki insan olmanın en yüce meslek olduğu bir hayat okulundaydık. İnsan olma yolunda katettiğimiz her basamakla, sevgiye daha çok yaklaşıyorduk. Peki, iyi hoş da, bunca acı niye var sevgi bu kadar kıymetliyse? Ya da, daha çok acı yaşayanlar, daha mı uzak sevgiden? Sanki cevap soruda gizli. Kim bilir belki, en çok sevgiye ihtiyacı olanlardır onlar. Sevilmemelerinin intikamıdır nefretleri. Oysa nefret beslendikçe, güce tapıldıkça ortaya çıkar acı.

Uzaktan bakınca, birlikte tamamlanan denge işareti gibi görünüyor aynam. Siyahın ve beyazın tüm tonları görünüyor dikkatli bakınca. Daha da yaklaşınca renkler çıkmaya başlıyor ortaya. Bazen Afrika'da savaşan bir asker oluyorum, bazen travesti bir porno yıldızı. Bazen mor menekşelerde nefes oluyorum, bazen urgan olup boğuyorum seni; hiç bir esareti kabul etme diye. Bütün gördüklerim, Ben. Her başkası, bir başka Ben.

Sonra, annem geldi bir an gözümün önüne. Odanın duvarında asılı resminde benzettiğim gibi, o dönemki film artistlerinin yüzleri oldu aynamdaki resim. Hatta bir tanesi ben miydim neydi?.. Kendi yansımamdı sende gördüğüm. 60'lardaki çiçek kız da sendin, karşısındaki canlıya vahşice davranan da. Sen benken yani... Erkek de sendin, hayvan da. Senden olma bir sürü sen... Kişi Zamirlerinin gölgesiydi tüm yaşam. Sonsuzluğun, kendini deneyimleyişindeki olasılıklardan her bir tanesi, ve hepsiydin/hepsiydim. Aşıkken aşk olmayı istedim. Gölgedem kendime; 'kimse' olmadan bana varabileyim, diye...



NOT: Ay Güncem'deki yazılarımı yoruma kapalı olarak yayımlayacağım. Yine de fikirlerinizi veya hislerinizi ulaştırmak isterseniz aytuldoga35@gmail.com mail adresim hep açık😉




🌙AY GÜNCEM / Kişi Zamirlerinin Gölgesi 🌙AY GÜNCEM / Kişi Zamirlerinin Gölgesi Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com on Pazartesi, Haziran 25, 2018 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.