11 Mart 2016'da "Doğuş" adlı yazımla başlayan blog serüvenimin bugün tam 2. yıl dönümüydü. 😊Vee çook mutluyum. İyi ki yazmaya başlamışım.😍
Neden yazmayı seçtim?
Çünkü yazarak mutlu oluyorum. Duygularıma, düşüncelerime ve hayatıma daha bir anlam katıyor yazmak. Beni çoğalttığını hissediyorum. Benim için yazmak, madde alemiyle mana alemi arasındaki en hakikatli köprülerden biri. Yaşamın sadece, ye-iç, yat-kalk, doğ-öl arasındaki koşuşturmadan ibaret olmadığını duyumsadığım yerde olmak gibi iyi geliyor bana. Asıl hayat amacımı gerçekleştirmenin yolu benim için; yazmak. Bu yolun hep tiyatro olduğunu düşünmüştüm ama, görüyorum ki o, hayatın bana sunduğu iki yoldan ilk seçtiğimmiş. İkinci seçme hakkımızsa hep saklı duruyor. Ben de, hayat içerisinde kendimi ifade ediş biçimim olarak yazmayı seçtim. Kendini ifade edebilmek için, kendini tanıman gerek! Kendini tanımak ve hayatı tüm benliğinle hissedebilmek içinse, yüzüne ve yüzünden evrene, yani aynaya bakmalı insan. Bunun için de, cesaret gerek! İlk yazımda da yazdığım gibi:
Hayat paylaşınca güzelleştiğine göre, ben de tüm cesaretimi toplayıp aynaya baktım. Çünkü etrafa bakmaya alışmış olan bizler için aynada kendine bakmak zordu. Baktım ve 'ben'i gördüm. Aynamı ışığa çevirdim, kainatı gördüm.
Kadim zamanlardan beri hep yanımdaymış gibisine tanımadan bildiğim, kendime çok yakın hissettiğim insanlarla tanıştım. Bu dostların varlığı ve sıcaklığı başımı döndürmüş olacak ki, insanları tanıma aşamasında bazen aceleciliğimi fark ettim. Akışta kalmayı seçerek, yol ayrımlarında bıraktım onları. Bir gün yeniden aynı yolda buluşabilmeyi dileyerek... Bu iki yıl içinde karşılaştığım herkese çok teşekkürler. İyi ki varsınız💖
Bu 2 yıllık dönemde bloğumun "Gelecek Vadeden Bloglar" içinde yer alması, 3. Blog Yazarları Çalıştayı'na davet edilmenin onurunu da yaşattı bana. Başarı, diğerlerinden özel olduğunu hisssetmek olmadı benim için hiç bir zaman. Biliyorum ki kimse, diğerinden daha kıymetli değil! Her insan, kendine özgülüğünde zaten mükemmel ve çok özel. En güzel ödül ve başarı kendimin bir adım daha öteye gittiğimi, geliştiğimi hissetmek. O yüzden de GVEB'de yer almak ve Çalıştaya katılmış olmak çok değerliydi benim için. Her ikisinin de, bloglar arasında hiyerarşi yaratmak değil, yeni blog yazarlarını özendirmek amacında olduğunu tüm kalbimle biliyorum. Ve başta sevgili Evren olmak üzere, emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum.
Dört sayıdır, günlük internet gazetesi Akhisar Postası'nın, aylık yayımlanan Edebiyat Sayfası'nda yazıyorum. Bloğumun dışında ilk ve tek yazdığım yer, yine memleketime nasipmiş :) Zaten başka yerde yazmak için hiç girişimim de olmadı. Kendiliğinden gelişti her şey. Bugünse Ayna Hikayesi adeta bir doğum günü hediyesi aldı; gazetede minnak bir köşe 😊 Oleyy! Aslında hayalimdeki iş diyebilirim. Ama bu büyük bir sorumluluk demek benim için. Hele ki, hissetmeden yazmamayı prensip edinmiş biri olarak, belli periyotta yazı yazmak bana nasıl hissetirir bilemediğimden henüz bu sorumluluğa hazır olup olmadığıma karar vermedim. Öte yandan Editörüm, Ali Özenç Çağlar öyle babacan öyle güzel bir öğretmen ki yazma konusunda bu kısacık süre içinde bile bana kattıklarına teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Biz insanlar birbirimizi yanlış anlamaya o kadar yatkınız ki, bunu sizlerle paylaşmamdan başka bir sonuç çıksın istemem. (Paranoyak olduk artık bu sistemde yahu 😜) Ben ülkenin en önde gelen, en yüksek tirajlı gazetesinden teklif almış gibi yansıtıyorum zannetmeyin kendimi. Yerel bir internet gazetesi sonuçta. Ama, "Beni İzmir Değil, Google Tanısın" yazımda da anlattığım gibi, benim için önemli olan popülerlik değil, işlevsellik😉 Yoksa çağımızda popülerlik için bin türlü yol var. Benim yolum o değil! Amacım; takipçi sayısında inanılmaz rakamlara sahip olmaktansa, hayata bakış açısı benimle aynı olanlarla paylaşıp, birlikte gelişmek. Gerisi harbiden tırıvırı 😏 Başarı neydi bir tekrarlayalım yeri gelmişken o halde :) Kendime ve aynı zamanda hayata katkı olmaktı. Her şeyin hayırlısı diyelim en güzeli 😍
Bloğum sayesinde tanışmadan tanıdığım, sevdiğim, sizlere çok teşekkürler 💖💖💖
İyi ki doğdun AYNA HİKAYESİ 💖💖💖
Bana sunulan Aytül'ü reddettim. Kendimi arıyorum. Arayış ve buluşlarım aynada birleşti. Yazma dürtüme, hikayelerin sınırsızlığının çekiciliği de eklenince, Ayna Hikayesi doğdu. Kendimden doğduğum yere, Ayna Hikayesi'ne hoş geldin...
Ayna Hikayesi 2. Yılını Kutluyor :)
Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com
on
Pazartesi, Mart 12, 2018
Rating:
İyiki doğdu Ayna Hikayesi. Tanışmasakta, yazışmasakta iyi bir bloger arkadaşımsın💜
YanıtlaSilTeşekkürler canim :) En severek okuduğum, sevdiğim blog arkadaşlarımdansın sen dee :)
SilDaha nice nice dolu iki yıllar dileyerek her istediğinizin gönlünüzce olmasını temenni ederim. Kolaylıklar dilerim. :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler, hep birlikte sürsün serüven :)
SilÇooook uzun zaman oldu,
YanıtlaSilçocuktuk; aynaya baktığımda seni göreli beri,
ben diyeyim 25 sene, sen diyesin 250 sene, bir başkası desin "yok, en az üç beş bin yıl" oldu diye...
Sahi, aynaya baktığımızda berrak yüzleri güle, gözleri maviye çalan çocuklar nerde?
Aklımızın ucundan çıkmayan, gönülden gözyaşlarımız...?
Hani, yeşerecek umutlarımızın gök pirinçleri? Göp göğ iken biçilen...?
Aynaya baktığımızda, bir senin, bir de benim görebildiğim gülüşü güzeller?
Hayat gibi dopdolu, yok yok, yok dostum, söyleyemeyeceğim...
Çupçukur kalan; boşluğu olsun yüreğimizin, susulsun...
"Sevgili Dost..." diyebilmek, "Dostum dostum" güzel dostum, işte böyle. Okyanuslara akan nehirlere bakar gibi, bakıp bakıp duruyoruz akıp geçen ömür denen kervanımıza...
İşte böyle dostum...
Dostum dostum,
Güzel dostum.
Aynamda gördüğüm, göründüğüm,,, gözümsün...
Not: Üç virgül konulur mu deme, koydum işte. Güzel'in g'sini de küçültemedim, bakma kusuruma.
Sevgiyle Dost...
"Pirinçler yeşerecek, çookkk yeşerecek
SilYağmurlar yağdığında.
Ri büyüyecek,
O zaman pirinçler yeşerecek, çookkk yeşerecek."
Yüreğimizin çupçukur kalan boşluğunda kalsa da sustuğumuz can yaramız, bilirim ki duru güzelliğiyle yine de gülümser hep bize. Yağmur olur yanağımıza konar, bulut olup el sallar konuşmadan, dokunmadan ulaşır her aynadan.
Sözcükler, laf olsun diye çıkarken dillerden, söz'ün manasındaki büyüyü duyumsadığım dost...
'Dostum' deyişiyle evreni kucaklayıp sunan dost...
Ruhumu görebilenim,
Ruhunu bildiğim dost...
Dostlar arasında teşekkürün yerini yokmuş. Hiç kendine teşekkür eder mi insan? Dostum dostum, güzel dostum... Teşekkürüm, Varlığına.
Yazı dolu nice yıllara :)
YanıtlaSilSağol Handancım :)
SilHarika bir yıldönümü yazısı olmuş 😀 Nice yıllara 🎈🎉 🎁
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum :))
SilNice mutlu yazmalara:)
YanıtlaSilTeşekkürler, blog dünyasıyla tanışmama, bilmeden vesile olan özel insan :)
Silİyi ki doğmuş ayna hikayesi ve iyi ki tanımışız onu. Kaleminiz daim, yolunuz açık olsun.:)
YanıtlaSilİyi ki :) İyi ki ben de sizleri tanıdım.Teşekkürler :)
SilTebrikler!!! Bloqlarımız yaşıd imiş😊 Maşallah siz çok ireliye götürmüsünüz bloqunuzu. Biz durduğumuz yerde sayırıq😊 Amma eyni söylediyiniz kimi menim de ünlü olmaq kimi bir derdim heç yox. Sadece oxunsun o yetir mene😊 Ona göre de yazdığım üçün xoşbext hiss edirem özümü.
YanıtlaSilUzun iller, neçe gözel yaşlarını qeyd edin bloqunuzun inşallah.Uğurlarınız her keçen gün artsın. Sevgiler❤
Umman çok teşekkür ederim. Demek aynı dönemlerde başlamışız yazmaya. Senin sözcüklerinin yazılışı farklı gibi dursa da, samimiyetin her harfinden hissediliyor. Duyguyu ulaştırıyorsun her şekilde :) Sevgilerimle...
SilÇok güzel. Teşekkür ederiz. Başarılar diliyorum.
YanıtlaSilBen teşekkür ediyorum Profösör :)
SilBloğunun 2. yaşı kutlu olsun Aytül'cüğüm, nice nice yıllara:) Gelecek vaadeden blog ödülü için de, Akhisar gazetesindeki köşen için de tebrik ediyorum, inşallah bir gün bol tirajlı, büyük gazetelerde de yazarsın, yazanları okuyorum senden üstün değiller, kuş da kondurmuyorlar, hatta bazıları çoğunlukla ÜNLÜ babaları sayesinde köşe yazarı olmuşlar ki, yazdıklarını ilkokul mezunu herkes yazar, okumaya değmez şeyler...hele hele ismi lazım değil çok ama çok ünlü bir kadın var işte bir şekilde ÜNLÜ olmuş "kızım kustu, kızım ishal oldu, kedimin kakasını kibrit kutusuna koydum kargocu çocuk geldi aldı içinde ne var bilmiyor hihihihi" yazıları (uydurmuyorum vaktinde okumuştum) yazıyor:( her röportajında memesini, bacağını gösteriyor sanki röportaj başka bir ünlüyle değil de, kendisiyle yapılıyor gibi, narsist yani..işte Hülya Avşar nasıl kenarın dilberinden ünlü olmuş şimdi program yapıyor!!! O da onun biraz daha eğitimlisi ama kumaşları aynı. Yani sen bu yazınlarınla ikisini de, diğer narsist baba adıyla köşe yazarı olanları da ikiye katlar, üçe bölersin.
YanıtlaSilÇenem düştü....ben bu ÜNLÜ köşe yazaları, ÜNLÜ senaristler konusunda biraz dertliyim ondan:)
Sevgilerimle:)
İlahi Müjde güldürdün beni :))
Sil"kedimin kakasını kibrit kutusuna koydum kargocu çocuk geldi aldı içinde ne var bilmiyor hihihihi" nedir yahu :)) Herkes tutturmuş bir yol gidiyor. Ünlü olmak, şan şöhret sahibi olmak güç sayılıyor hala. Yoksa, ortaya çıkanlar malum. Ama son yıllarda herkesin sesini duyurabilmesi kolaylaştığı için, herkes kendince ünlü olabiliyor. Dolayısıyla ünlü olmak, yakın zamanda asıl anlamını; yani anlamsızlığını ortaya koyacak bence. Boşver kendi düzenlerinin şarlatanlığı içinde kalsın boş havalara girenler. Senaryoların, çizimlerin, cesur yazılarınla kendini en iyi ifade edebilen arkadaşlarımdansın. Boşver onlar televizyonda kendi kitleleriyle kalsın. Sen olduğun yerde zaten harikasın.
Güzel sözlerine, varlığına çok çok teşekkürler canimm :)
Nice nice güzel yazılara canım benim ♥
YanıtlaSilÇok teşekkürler Şebocum :)
SilAyna hikayesi iyi ki doğmuş.Gelecek vadeden bloglar arasında olmanı,akhisar postasındaki köşe yazarlığını hem de kişisel blog yazarlığını tebrik ederim Aytülcüm.Nice yıllar yazman dileğiyle...🎈🎉
YanıtlaSilİyi ki doğmuş ki sizleri tanıyabildim. Bizleri bir araya getiren bu gönül eylemimiz, hep birlikte sürsün Sibelcim :) Çok teşekkür ederim :)
SilNice güzel yıllara o zaman ^-^
YanıtlaSilTeşekkürler Aydost :)
SilYanına bir de sıfır eklenir inş. İyi ki yazmaya başlamışsın ve iyi ki seni tanımışım kucak dolusu sevgilerimle kocaman sarılıyorum güzellik.
YanıtlaSilWhuu inşallah Haticecim :)) Sen de iyikilerimdensin benim. Kocaman sevgiler, kocaman öpücükler benden de canimm...
SilNice bol bloglu seneler diliyorum ben de.. :)
YanıtlaSilTeşekkürler Hertelden Şef :)
SilDaha nice bol yazılı günleri olsun bloğunuzun. :)
YanıtlaSilSelamlar.
Çok teşekkürler Gülşah :) Sevgilerimle...
SilNice yillara canim. Basarilarin devam etsin 😍
YanıtlaSilÇok teşekkürler Deryacım :) Sevgiler...
Silİyi ki doğmuş Ayna Hikayesi! Sayesinde tanıştık:)
YanıtlaSilNice güzel yazılara!
İyi ki canim :) Çok teşekkürler.
Sildaha nice mutlu yıllara ayna hikayelerine dileyelim o zaman..🙂
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Hep birlikte inşallah :)
SilAyna hikayesi iyi ki doğmuş, daha nice yıllara inşallah, başarılarının devamını dilerim Aytül abla :)
YanıtlaSilTeşekkürler ablacım :))
Silİyi kiii İyi kiiii Doğmuş minik Aynamız daha güzel yılların olsun.. Hayırlı uğurlu olsun köşen yazıların sana yakışır her şey en güzelleri hak ediyorsun :))
YanıtlaSilCanim Mayısımm, iyi ki doğmuş da senin gibi güzeller güzelini tanıyabilmişim :) Kocaman öpücükler tatlı ortancama :)
SilAz önce keşfettim sizi ,önce bu yazıyı okudum. Zeytinliovalı bir annenin kızıyım ben de. Yaşamımın 3 ayı da Akhisarda geçti Nice güzel yazılarda hayat bulmanız dileğiyle, sevgiler.
YanıtlaSilMerhabalar, hoş geldiniz :)
SilLütfen kusura bakmayın geç dönüş yaptığım için. Ben kafamdan sizinle konuştum ve cevabı da yazdım sandım :) Eşime de bahsettim hatta Akhisar'lı olduğunuzu ama, dalgınlığıma geldi demek. Çok sevindim tanıştığımıza. Teşekkürler, kocaman sevgiler size de :)