Şimdi, şu anda, olduğun yerde, etrafına bir göz at yazıyı okumadan önce lütfen. Şu an'ın içerisinde kendini nasıl hissediyorsun, bir düşün. Olmak istediğin yerde misin? Eğer öyleyse, ne mutlu sana. Değilsen, yazıyı okuduktan sonra, birkaç dakikalığına gözlerini kapat ve sadece şu an nerede olmak istiyorsan onu düşle. İstersen şimdilik bana eşlik et...
Çıplaklığında asıl varlığın. Kendinden soyunup, nefes nefes yıkanmaya, oyunu bozmaya var mısın?
Soyun da gel her gelişinde. Seni sen yaptığını sandığın her şeyden soyun. Salt sevginin doğduğu gibi doğ; suyun içinden. Asıl varlığın, ruhunla gel... Yumurta mı dersin, koza mı bilmiyorum. Ama, kanatlarına kavuşman için kabuğu kırman gerek. İçeride olduğun yetmedi mi, sana uyanmanın zamanı gelmedi mi?
Kızılın tüm tonları harmanlanmış, içine gökkuşağını katmış. Ama, ne siyah ne de beyaz kalmamış, serin bir şafak vakti. Bir araya gelemeseler bile, birbirlerine aşıkken, aşık olmayı geçmiş, 'Aşk' olmuşlar şafakla. 'Bir' olmuş geceyle gündüz. Ve ben, bu serin sabahta doğdum tüm -miş'li zaman eklerine inat. Gecenin soğuğuyla, hava oldum geldim toprağa, güne uyandım. Yeni doğmuş bebek misali tutundum doğa ananın bir yaprağına. Bu hayalde ismim yabancı değil sizlere. Tanıdık, bildik küçücük bir su damlası; Çiy tanesiyim işte...
Yaprağımın kucağından yavaşça salındım toprağa. Yağmur damlalarıyla emekleyip akarsu kollarıyla koştum... Geçtiğim tüm yolları biriktirdim hafızamda. Serpilip büyüdüm, ulaştım okyanusa bir gece vakti. Suyun kokusu yoktu, gecenin de sesi. Güzel kokulu ağaçlar rüzgarla karıştı geceye, su ise şelale olup sesini verdi... Ay ışığına eşlik etti ateş böcekleri. Her karıştığında buldu tadını, kokusunu, 'O' oldu da seslendi. Bir tek ateşe dokunamamıştı su.
Geceyle gündüz bir araya gelemezken suyla ateş birleşir mi sizce? Şimdi masalsı bir hayalin içinde kaybolmuşken/var olmuşken, birden gerçeğe mi döndük yoksa. Hayır, olduğumuz yerdeyiz hala. Hem, hiç bir yere gitmemiştik ki zaten. Sadece, bir hayal molasıydı bu; yaşama. Hayat, zaman zaman kor düşürür yüreğimize. İçimiz yanar, kimselere anlatamayız ateşin sıcaklığını. Oysa ellerimiz buz tutar yürek yanarken. Sıcacık ellerin sevgisiyle çözünür buz, buhar olur. "Sadece biraz zaman" deriz ya hep, belki de zaman dediğimiz şey, her yeni "sen" için bir kozadır sadece. Suyla dinginleşip, zaman kozasında büyüttüğümüz ateşin küle dönüşmesinin vakti gelmedi mi? Su ve ateş ile bir olmayı bildiğinde, hava ve toprağın enerjisini de elinde tutarsın. Simyacı olur hayatını dönüştürürsün. İstediğin gibi...
Kendi küllerinden doğan anka kuşu gibi, sudan gelen kanatlarınla yeniden uçmaya, sen olmaya hazırsan, kendine uyanmak için; kapat gözlerini...
NOT : Akhisar Postası - Şiir Öykü/Edebiyat Sayfası 4. sayısında yayımlanmış olan yazımdır. Edebiyat Sayfası, Ali Özenç Çağlar tarafından hazırlanmakta ve her ayın 15'inde okuyucuya sunulmaktadır.
Çıplaklığında asıl varlığın. Kendinden soyunup, nefes nefes yıkanmaya, oyunu bozmaya var mısın?
Soyun da gel her gelişinde. Seni sen yaptığını sandığın her şeyden soyun. Salt sevginin doğduğu gibi doğ; suyun içinden. Asıl varlığın, ruhunla gel... Yumurta mı dersin, koza mı bilmiyorum. Ama, kanatlarına kavuşman için kabuğu kırman gerek. İçeride olduğun yetmedi mi, sana uyanmanın zamanı gelmedi mi?
Kızılın tüm tonları harmanlanmış, içine gökkuşağını katmış. Ama, ne siyah ne de beyaz kalmamış, serin bir şafak vakti. Bir araya gelemeseler bile, birbirlerine aşıkken, aşık olmayı geçmiş, 'Aşk' olmuşlar şafakla. 'Bir' olmuş geceyle gündüz. Ve ben, bu serin sabahta doğdum tüm -miş'li zaman eklerine inat. Gecenin soğuğuyla, hava oldum geldim toprağa, güne uyandım. Yeni doğmuş bebek misali tutundum doğa ananın bir yaprağına. Bu hayalde ismim yabancı değil sizlere. Tanıdık, bildik küçücük bir su damlası; Çiy tanesiyim işte...
Yaprağımın kucağından yavaşça salındım toprağa. Yağmur damlalarıyla emekleyip akarsu kollarıyla koştum... Geçtiğim tüm yolları biriktirdim hafızamda. Serpilip büyüdüm, ulaştım okyanusa bir gece vakti. Suyun kokusu yoktu, gecenin de sesi. Güzel kokulu ağaçlar rüzgarla karıştı geceye, su ise şelale olup sesini verdi... Ay ışığına eşlik etti ateş böcekleri. Her karıştığında buldu tadını, kokusunu, 'O' oldu da seslendi. Bir tek ateşe dokunamamıştı su.
Geceyle gündüz bir araya gelemezken suyla ateş birleşir mi sizce? Şimdi masalsı bir hayalin içinde kaybolmuşken/var olmuşken, birden gerçeğe mi döndük yoksa. Hayır, olduğumuz yerdeyiz hala. Hem, hiç bir yere gitmemiştik ki zaten. Sadece, bir hayal molasıydı bu; yaşama. Hayat, zaman zaman kor düşürür yüreğimize. İçimiz yanar, kimselere anlatamayız ateşin sıcaklığını. Oysa ellerimiz buz tutar yürek yanarken. Sıcacık ellerin sevgisiyle çözünür buz, buhar olur. "Sadece biraz zaman" deriz ya hep, belki de zaman dediğimiz şey, her yeni "sen" için bir kozadır sadece. Suyla dinginleşip, zaman kozasında büyüttüğümüz ateşin küle dönüşmesinin vakti gelmedi mi? Su ve ateş ile bir olmayı bildiğinde, hava ve toprağın enerjisini de elinde tutarsın. Simyacı olur hayatını dönüştürürsün. İstediğin gibi...
Kendi küllerinden doğan anka kuşu gibi, sudan gelen kanatlarınla yeniden uçmaya, sen olmaya hazırsan, kendine uyanmak için; kapat gözlerini...
NOT : Akhisar Postası - Şiir Öykü/Edebiyat Sayfası 4. sayısında yayımlanmış olan yazımdır. Edebiyat Sayfası, Ali Özenç Çağlar tarafından hazırlanmakta ve her ayın 15'inde okuyucuya sunulmaktadır.
Suyun Kanatları
Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com
on
Çarşamba, Şubat 21, 2018
Rating:
İnsanlar şu dünya'da kaç kılıkta yaşadıklarının bir farkına varsalar eminim başları döner fark ettiklerinde. Yazınızı zevkle okurken "Bin bir surat" mıydı yoksa "yüz surat" mıydı klımdan geçtiler öylesine.
YanıtlaSilFarkına vardıkça, olumsuzluk taşıyan yanlarımızdan sıyrılırız umarız :)
SilAkhisar Postasındaki yorumun ve desteğin için çok teşekkürler :)
Kapatamadim gözlerimi...
YanıtlaSilGözler açıkken de kapalıyken de görebilmek en güzeli :)
SilKapattım gözlerimi ve bu bana iyi geldi. Kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilÇok sevindim, teşekkürler :)
SilO griler yok mu? Hayalleri gerçeklere, gerçekleri hayale dönüştürür. Bu döngüde en zoru kendin olmaktır ya da kendini bulmak. Teşekkürler Aytül, sevgilerimle:)
YanıtlaSilZor ve asıl yaşam amacı belki de kendini bulmak. Buldukça kendinden bile özgürleşecebileceğini duyumsamak...
SilTeşekkürler sevgiler Mukaddescim :)
Çok güzel olmuş Aytül'cüğüm eline sağlık:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Müjdem :)
SilAyrıca Akhisar Postasına yaptığın yorum ve desteğin için de teşekkür ederim canim.
Hayal gibi gözükse de ulaşmak istediğimiz yerler Birgün gereken öz güven varsa yapamayacağınz birşey yoktur risk almak gerekiyor her zaman yoksa hiçbir zaman başaramassın.. ve şükretmeli insan içerik için teşekkürler Aytül hanım
YanıtlaSilYola çıkmaya cesaret edince açılıyor kapılar değil mi :) Ben teşekkür ederim Sezer.
SilGerçekten'de öyle insanda deli cesareti olunca herşey oluyor önemli olan risk almak ve bazı insanlar bunu yapmaktan çekiniyor zorunda kalınca ise herşey oluruna varıyor. ilginiz için teşekkürler aytül hanım :)
SilTıpkı doğduğumuzdaki tüm çıplaklığımızla...
YanıtlaSil"Kendinden soyunmak, kendine doğmak, kendine uyanmak..."ne mana dolu sözler bunlar. Yorum yapamadım, tutuldum. Tekrar tekrar okudum, doyamadım...
Ece ablacım çok teşekkürler güzel sözlerin için :)
SilKendine uyanmak, muhteşem bir duygu .Senin şelalen kelime kelime damlıyor yüreğe ,cansın.Sarıldım kocaman :)
YanıtlaSilBu nasıl güzel bir tanımlama böyle Haticem çok teşekkürler varlığına...
SilEn kocamanından sarılıyorum ben de :)
Bu zamanda en çok ihtiyaç duyduğumuz şey bütün çıplaklığıyla kendi gibi olan insanlar... Önce kendimizden başlamalıyız tabi. Maddelerden sıyrılıp özümüze varmak.. Güzel paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSilRuhumuzun çıplaklığıyla tanışınca yaşamın anlamının hayatta kalmaktan çok daha fazlası olduğunu kavrıyoruz çünkü...Ben çok teşekkür ediyorum :)
Sil"Kendi küllerinden doğan anka kuşu gibi, sudan gelen kanatlarınla yeniden uçmaya, sen olmaya hazırsan, kendine uyanmak için; kapat gözlerini..." şu son cümle ile birlikte yazılarınızı ve sitenizi tanımış oldum. Çok sevdim sayfanızı, müsait oldukça elimde bir fincan kahve ile sayfa aralarınızda dolaşmak isterim :)
YanıtlaSilGörüşürüz yine o halde...
Sevgiler, Aytül Hanım :)
Çok sevindim ve çok mutlu oldum. Ne zaman isterseniz buyrun gelin, kahveler benden olsun :) Çok teşekkürler, sevgilerimle...
Silkalemine sağlık,yazı çok güzel ama başlarken düşündüm olmak istediğim yerde ve şekildeyim galiba başka türlüsünü şu şartlarda hayal etmek istemedim nedense..
YanıtlaSilNe güzel olmak istediğin yerde olmak :) Çok teşekkürler, sevgiler Fatma.
SilSarsıldım. Çok zorlu şeyler istiyorsun..
YanıtlaSilKendimi hazır hissettigimde bunları gerçekleştirmeyi başarırim inş.
Diğer yazılar ini okuma ya korkuyorum. şimdilik . :)...
İlahi, çok hoşsunuz :)) Korkmayın en zorlusu buydu(?) mu acaba ;))
SilAma gerçekten sözler hem sarsıcı, hem de lezzetli bir yemek gibi. Murathan Mungan yazılarında böyle hissetmiştim en son. .
SilYüreğine sağlık. ..
Bakalım artık bu korkuyu aşabilirsem diğer yazılarına geçerim. :))
Güzel bir blog keşfetmiş oldum..
Selamlar sevgiler. ..