Öykün, Aşk'la BİR Olsun

Her birimiz kendi hayatlarımızın yazarıyız. En güzel öykümüzü yazmak için geldik dünyaya. Birer ressam ve birer müzisyen var taa içimizde. Hepimiz kendi öykümüzün oyuncusuyuz sahnemizde...

Dilindeki notalar hüzünlüyse korkma! Hem, her şarkı bir süre sonra bitmez mi?.. Uzun sürdüyse fırtınan, ardından gelecek olan gökkuşağını görebilmen içindir. Çekilince bulutlar, güneşe bırak gövdeni. Isınınca ruhun, duymaya başlarsın yeniden. Hayatın, o hiç söylenmemiş müziğini.

Karanlığın içindeysen, bil ki geçecek! Karanlıktan doğar ya, her yeni doğan. Sessizliğe teslim olunca gerçekleşir mucizeler. Düşleme gücün her uyandığında, esner kasları cesaretinin. Sevgi kuşatınca benliğini, açılır önünde paletinin sonsuz olasılıktaki renkleri.

Aşk sende, Aşk'sın sen de. Kendi şarkınla dans etme zamanı geldi. Uyan düşlerine, aç gözlerini...

Öykün, Aşk'la Bir olsun.

Sevgili, Sevgililer 😍
'Dünya Öykü Günü' ve 'Sevgililer Günü' nüz kutlu olsun 💖💖💖

Fantastik Bilim-kurgu yazarı, Sibel Atasoy'un bir konuya cevabi yorumundan alıntı :
"Eğer kişi, kendi sandığı gölgesi, Adem'de kalıyorsa; nur'u göremiyordur ve gerçekten aşık değildir. Başka bir şey için ilişki kurmaktadır. AŞIK olan, kendi gölgesi Adem'den bir süre için çıkar ve nur ile Adem arasında "İmkan dahilindeki insan" olur. Böylece nurdan (Aşık olduğu insandan) nemalanır, fayda temin edip, fayda verir. İşte Tanrı sevgisine geçmeden önce aynı mekanizmayı deneyimleyebildiği için AŞK çok büyük bir şeydir, henüz gölge olanı, birdenbire MÜMKÜN VARLIK haline getirir. Tabii aşk süresince olur bu kişisel aşkların süresi bellidir, bitince kişi yenilenmis gölgesine döner ama ne gam! Bir kere imkanlı varlık olabilmis insan artık bunu unutamaz ve hayatını bu pozisyona bir daha ve sonsuzca ulaşmaya çalışmaya adar. Âşkınız kutlu olsun."