"Kendiniz için kullandığınız 'insan' kelimesinin tarihinizde en eski uygarlıktaki kökenini biliyor musun? Medeniyetinizin başladığı en eski kara parçasındaki ilk uygarlıklarda 'nisyan' kelimesinden türemiş insan kelimesi.Arapça, Farsça, Süryanice, İbranice ve geri kalan tüm Sami dillerinde, -ki bunlar ilk dillerdir- aynı şekilde kullanılmış.Unutan, hatırlamayan demek.Bizim Aeden'de kullandığımız dilde ise 'insan' kelimesi; öğrenen gelişen demek."
"Eğer biz insansak, sizler ancak insansısınız."
Azra Kohen böyle diyor "Aeden" isimli son romanında.Hayır! Bu yazı bir roman tanıtımı değil.Tanıtımı yapılamayacak kadar uzak çünkü romandan.İçinde o kadar bilgi depolanmış, hem de bu bilgilerin tümü öyle ustalıkla hikayenin içine ve tam yerlerinde serpiştirilmiş ki... Modern çağın kutsalına yakışır biçimde yazılmış bir eser.Hem bitirmedim henüz kitabı. Sadece, 384 üncü sayfasından alıntıydı bu bölüm.Bu kadar övgüden sonra belki okursunuz.Belki de birlikte bitirir birlikte yorumlarız ;) Sanırım en keyifle yazacağım kitap yorumu olacak ve en zoru.Malum, pek kitap yorumu yazmıyorum.Benim yazı prensibim; bende iz bırakmayan, yeni bir şeylere taşımayan hiç bir konuda yazmamak.Ve aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, hissetmeden yazmamak.
Bu yayınım için "yeni yayın" sekmesine tıklama vesilem; "nisyan" sözcüğünün anlamını merak etmem oldu.Nisyan, insan kelimesinin kökeni sayılabilecek iki kelimeden biriymiş.Yani unutkan varlık anlamına geliyor.Diğer kök ise "Ünsiyet" yani; bilir/tanır olmak (alışkanlık, tanışıklık). İnsan sözcüğünün çift anlam taşıdığını da, köklerini de öğrenmiş oldum.Aradığım cevaba en yakını diye düşündüğüm, biraz daha dinsel olarak yapılmış bir açıklamaydı.Tüm dinlerin amaçları arasında; aklımız ve yüreğimiz arasındaki dengenin kurulmasının da olduğu düşünülürse... Ve aklıyla yüreğinin dengesini biraz sağlayanların bile, aynı amacın yolundaki çiçekleri sulamakla meşgul olduğu, yani zaten yolda olduğu gözlemlenebilir.Aklın yolu, 'Bir' dir diyerek geçelim sözcüğümüzeee 😊
"İnsan kelimesi hem "unutmak" manasına gelen "nisyan"la,
hem de "yakınlaşmak" manasına gelen "üns"le alakalı.
Bu iki mana insanın dünya imtihanını da özetliyor.Elest Meclisindeki ahdini, Cenab-ı Hakkı'ın kendisine öğrettiği "isimleri" i ve nihayet Yaradan'ını unutan insan kaybediyor; bunları hatırlayan ve indirildiği cennete böylece yaklaşan ise kazanıyor bu imtihanı."
Bu arada, yazılarımın hiçbirinde herhangi bir dinsel köken yer almaz.Çünkü tüm dinlerin ya da tüm inanç biçimlerinin çıktığı yol aynı yer; Yaradan. Ama ne yazık ki insan ırkı; farklı iklimlerin farklı kültürleri olarak, farklılıklarıyla çoğalmak yerine; farklılıkları yüzünden cinayeti meşrulaştırmış.Sırf bu isimlerin, kendi doğduğu yerdeki ismini, diğerine kabul ettirmek için bile dünya tarihi savaştan ibaretmiş gibi bir hal almış.Çünkü İnsan, Yaradana verdiği sözü unuttuğu gibi(Elest Meclisi ahdi), kalbindeki sevginin kutsallığını da unutmuş gözüküyor.Kendime dönecek olursam, -bulmak adına kaybetmeyi- yani; her şeyi reddedecek cesareti bulabildiğim için kendimi şimdi daha bir seviyorum.Ve hissederek ulaştığım her kişisel analizimin aynı yere çıktığını gördüğüm için de... Yol sevgiyse, kendini de sevmeli insan değil mi 😏 Bu kısım da dinsel olan ya da olmayan bilgilerden ne ölçüde faydalandığıma dair bir açıklama olmuştur umarım okuyucu için.Ne de olsa bulunan mana, sesleyişten değerlidir.
Peki 'unutan' olmak da, insana verilmiş muhteşem özelliklerden biri değil mi? Yaşadığımız acılara katlanabilmemiz de, kanamaya devam edecek büyüklükte olmasına rağmen, aynı yoğunlukta kalmamasından ya da unutabilmemizden kaynaklanmıyor mu?
'Öğrenen, gelişen' anlamına baktığımızda da, öğrenerek gelişme aşamasındaki olumsuz duygulara batmış yaşamlarımızdaki esaretin nedeninde; zihnimizi gereksiz yüklerle doldurmamızın katkısı yok mu? Gelişim dediğimiz hızlandırılmış turun şaşkınlığına kapılıp, hayatta kalma mücadelesi ya da hırs köleliğiyle yitip gitmiyor mu bir çok yaşam boş yere? Öğrenip gelişirken, aslımızı unutmuyor muyuz çoğu kez?..
Söyleniş veya yaşanış biçimlerine takılıp, aynı 'Öz' de yaşadığımızı unuttuğumuz gibi...
Nisyan / İnsan
Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com
on
Pazartesi, Şubat 06, 2017
Rating:
okurken dikkat etmediğimiz o kadar çok şey oluyor ki aslında,,,
YanıtlaSilO yüzden okurken internetten uzaklaşmıyorum ;) Her bilmediğim sözcüğün anlamına bakıyorum hemen.Her bilgi daha anlamlanıyor böylece.
SilSevgiler, teşekkürler...
Öğrenirken,negatif çıkarımlar yapıp negatif tekamül etmemek dileğiyle...
YanıtlaSilKesinlikle ;) Negatifin varlığını kabul edip pozitife ulaşmak hedefimiz.
SilTeşekkürler, sevgiler...
Genellikle yazarken anlaşılabilir sözcükler kullanmaya özen gösteririm. Ama nisyan sözcüğü hemen eski bir deyişi hatırlattı. "Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür."
YanıtlaSilİnsan hafızası unutmaya mahkumdur gibi düşünülebilir.
Sevgiler.
Çok teşekkürler sevgili Makbule.Yazıyı tamamlayan cümleyi paylaşıp katkıda bulunduğun için.Sevgilerimle...
SilHiç duymamıştım bu kelimeyi. Ne güzel anlatmışsınız, kaleminize sağlık... Unutan olmasaydık hayat acılar içinde geçerdi sanırım... Sevgiler...
YanıtlaSilUnutup hatırladıklarımız belki de bizi insan eden.Çok teşekkürler sevgili Persephone ;)
SilBir an insanda unutma özelliği olmasaydı neler oldurdu diye düşündüm. Derin konulara temas etmişsiniz:)
YanıtlaSilYaradılıştaki muhteşemlikle her daim karşı karşıyayız aslında.Herşeyi aynı duyguda hatırlasak çıldırma noktası olurdu sanırım.Teşekkürler, sevgilerimle...
SilHerşeyi hatırlamak istemezdim.
YanıtlaSilUnutmak da istemiyorum,üzerine katıp gelişmek içinse,hatırlamak gerektiğine inanıyorum çok yoruluyorum..."nisyan" kelime olarak insanı ve insani yapısını öğrenirken"İSYAN" çağrıştırdı sanki aynı zaman da bende.
İSYAN da hiç İnsanıˆ gelişime yakışan değil.
İlginç bir konuya değinmişsin,araştırmış ciddi kafa yormuşsun ve benim yorğun kafam "İSYAN" etmeden ben...
Sevgilerimi ağaç saçlarına,kuşların kanatları ile kondurdum gidiyorum.
Katıp geliştirdiklerimiz, ve unuttuklarımızla tamamlanıyoruz belki Merihcimm.Nisyan sözcüğü, ben de de ilk isyanı çağrıştırdı açıkçası.Sevgilerini aldım kuşların kanatlarından.Köklerde besleyip sözcüklerle sesleyip gönderiyorum sana canimm....
SilAzra Kohen'in FiÇiPi sini hiç ummadığım bir şekilde çok sevmiştim. Bunu da not alayım.
YanıtlaSilFarklılıkların zenginlik olduğunu anlayıp herkesi kucaklamayı ne zaman başaracağız acaba.
Fi kitabını bitiremedim maalesef yarım bıraktım.Ama Aeden çok farklı yani ben çok sevdim ;)
SilFarklılıklarımızın zenginliğini farkederiz bir gün umarım.Çok teşekkürler.
Eline yüreğine sağlık ilk duyduğum da benim de çok ilgimi çekmişti bu kelime ne kadar da doğru bir anlam.
YanıtlaSilAzra Kohenin Fiyi biitiremedim yazmışsın yorumlar da bir hızla 3 kitabı da oku derim özellikle Pİ ye bırakmış vurucu kısmı ben de öyle niye böyle niye hadi aldın oku filan derken çok beğendim Aedeni şu an keyifle merakla ve içim acıyarak okuyorum. dünyanın rezil edilme gerçeklerini şahane vurgulamış ki bunlarla ilgili çok film bile yapılmıştı .
Hayatım hep neden insanoğlu doğruyu bildiği halde kötü olmak iler canımiçin çabalıyor diye düşünürüm kitap da beni bu yüzden fena sardı.
Sevgiler canım.
Haticecim Aeden'i okuyan birileri daha olduğunu bilmek çok güzel.Bence muhteşem bir kitap.Fantastik bir roman gibi görünse de anlatılanlar aslında o kadar gerçek ki.Ve o kadar bilgi, öylesine hikayeye dönüşmüş ki.Kıskanmadım değil açıkçası ;) Ben bir kitap yazsaydım tam da Aeden gibi olurdu.Ama bu Azra Kohen bunu çok güzel başarmış.Bittiğinde Fi'yi okumayı tekrar deneyeceğim tavsiyene uyup.
SilAynen dediğin gibi, doğruyu bilip kötü için çabalamak da, öğretilen yanlışlarla yaşayıp gerçeğin basitliğini/sadeliğini yitirtmelerinden sanırım.Çok teşekkürler güzel yorumunla kattıkların için.Kocaman sevgilerimle...
aa çıktı mı romanı .. ben diğer 3 serisini çok severek okumuştum. Eden romanından bahsetmişti de hiçbiryerde denk gelmedim. Alıp okuyayım. Sevdim Koheni ben
YanıtlaSilbu arada Aytülcüm deli oldum cepten bir türlü senin blogun postunun içine giremedim. kaç gündür pc den de bakmıyordum bloglara. şimdi pc den bakayım dedim en nihayet , acaba sende de böyle birşey oluyor mu blogunu bir kontrol etsen cepten. postlarını açabiliyor musun.
postunu sonunda okuyabilmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum aytülcüm oleeey :)))
yine derin derin anlamlı anlamlı döktürmüşsün bir durup düşünme ihtiyacı duydum her zamanki gibi ;) insanın anlamları tam oturmuş. her iki anlamda insana çıkıyor ben düşünem acık daha :) kocaman sevgiler canım <3<3<3
Canim Deryacım ilk üçünü severek okuduysan bu kitaba bayılıcaksın ;)Çok düşünme canim, sen zaten bir bakışta görüyorsun ;)
SilCepten giriş ve yorum yazmaya dair bir sıkıntı var blogda nedenini bilemediğim.Anlaşılan yine Gökhancığıma danışma vakti ;) Teşekkürler uyardığın için.Ve güzel yorumun için de. Benden de kocaman sevgiler canimm ;)
iyi ki unutmaya meyilliyiz... Ya unutmasak? Çok güzel bir yazı olmuş, keyifle okudum! :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Jess ;)Değil mi, ya her şeyi hatırlıyor olsaydık?..
SilGerekli olanı Unutmaya meyilliyiz.. Gerekli olmayanı unuturuz Garip Bir duruşumuz var. Farklılıklara uzaylı gibi bakarız.. Hepimiz birbirimizi olduğumuz gibi kabul etsek ne güzel olurdu :))) Yine senden bir yazı öperim seni çok çok ...
YanıtlaSilGüzeller güzeli ortancam tam da ben☺unutkanlık deyince akla hemen benim adım gelir ☺Teşekkürler cancağızım😘💕💕
SilGüzeller güzeli ortancam tam da ben☺unutkanlık deyince akla hemen benim adım gelir ☺Teşekkürler cancağızım😘💕💕
SilMayısta burdaymış o zaman şöyle ortanıza gireyim 😀😀. Bahar geliyor ya ortancalar çiçek açsın 😀. Anlamları topladığımız da tam da insandaki karakter ortaya çıkıyor sanki. Unutan, hatırlamayan, bilen, gelişen, öğrenen, sorgulayan. Başka nasıl anlatılabilirki çok güzel bir bilgi ve çok güzel bir yazı olmuş yüreğini sevdiğim kalemine sağlık 😊. Ortancalar öpüyorum sizi çok kocamanda sarıldım gitti 😍❤💕
SilOrtancaların diğer güzel ortancısı da gelmiş, hoşgelmiş ;) Çok teşekkürler canimm.3ü bi yerde olduk ne güzel.Sımsıkı sarıldım ben de.Muck muck mucckk ;)
Sil