Hikaye mi anlattım yine, Mim mi yazdım bilemedim ;)
Kaystros Tyrha - Kaplan Dıary'e teşekkürlerimle.Kendisi günlük şeklinde yazıyor bloğunda.Yazılarında da, işletmesi gibi her tat mevcut.Macera da var, ferahlık da.Yolu Tire civarından geçenlerin mutlaka uğraması gereken, Ege mutfağının tüm tadlarını doyasıya alabileceğiniz, manzarası ayrı, havası ayrı, kendisi ayrı güzel yer, yani; nam-ı diğer Taş Ev'in ev sahibi. Şık şömine sobasından zannettiğiniz sıcaklığın, aile işletmesi oluşundan kaynaklandığını sonradan anlarsınız.Diğer her şey gibi, müzik de seçkinliğiyle ruhunuzu doyuruken, siz sıcak şarabınızdan bir yudum daha alırsınız.Ruhunuz da, karnınız da doymuş olarak devam edersiniz yola...Ve yolumuza eşlik eden can dostlarımız kitaplar bu defa mim konumuz."Ayna Hikayesi Nasıl Oluştu?" başlıklı yazımda demiştim ki; "Birkaç dilek hakkım olsa ilk olarak; kendim, ailem, sevdiklerim, çocuklar ve tüm evrene dair sevgi, barış, mutluluk isterdim tabii.Bir de yontma taş devrindeki tabletler, papirüs kağıtlarından tutun da, günümüze dek yazılmış bütün kitapları okuyabilme ve zihnimde tutabilme yetisi." Ne yazık ki, çağımızın köleleştirdiği çalışma hayatı, uzun yıllar, o kadar çok zamanımı aldı ki benden, okumanın tadından da mahrum etti.Şimdiyse ne zaman dışarıya çıksam, kendimi kitapçıda buluşum bu yüzden sanırım.
Kendimde hissettiğim en büyük eksiklik de, klasikleri çok okumamış olmam.Oysa Ayşegül serisinden sonra ilk okuduğum kitap, abimin(ağabey çok yapay bir laf geldiğinden, "abi" yazıyorum :) hediyesi; *Homeros'un İlyada kitabının çocuklar için hazırlanmış olan baskısıydı.Gökyüzünün görünen kısmıyla sınırlı hayallerimi, çok daha ötelere taşıdı.Küçüklüğümde abimi yeryüzünün en muhteşem, en özel insanı olarak görürdüm.O her şeyi bilirdi.Hatta herkesin bilmediklerini de.Kocaman bir kitaplığımız vardı.Ve sanırım klasik sınıfına girmiş olan tüm kitaplar da.
*Gustave Flaubert - Madame Bovary
* Yunan Filozofu Platon - Sokrates'in Savunması
* Maksim Gorki - Ana
O dönemlerde abimin -kocaman- kitaplığından seçtiğim kitaplarsa, bu kadarcıkla kaldı maalesef.Psikologların; "çocukluğa inmek lazım" dediği türden bir muamma herhalde benimkisi ;) Klasik Kitaplara ve klasik filmlere uzak kalışımın sebebini bilmiyorum çünkü.Belki de kendi keşfettiklerimi daha çok seviyorumdur.Kimbilir ;) Ya da ODTÜ'de Felsefe okuyan bir abinin seçimleri, kaynayan kanıma ağır geliyordu o yaşlarda.
Lise çağlarımda okul çapında aldığım kompozisyon birinciliğim, okuldaki kitap okuyanlarla tanışabilmemi sağladı.Ve ardından; * Darağacında 3 Fidan geldi.Hem de öyle bir sallayarak geldi ki beni, güzel günlere inananların inançları için ölümü bile göze alabildiğini öğrendim.Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'la tanıştım.Ve ağlayarak okuduğum ilk kitaptı benim.Ardından Felsefe Tarihi, Marksizm-Leninizm, Che Guevara...'ya dair ne varsa ara ara okumaya başladım.Felsefe Tarihi'nin tamamını devirecek kadar değil ama;)
Her ne kadar öğrenmeyi istesem de herşeyi, şu kaynayan kan dürtüklemeye devam ediyordu.Günümüz yazarları, daha bir ilgimi çeker oldu.Ve ülkemiz hala internetle tanışmamıştı.Okumaya kitaplarla devam edecektim ben de. * Erdal Atabek birden en sevdiğim yazar oldu.Bir ara * Cezmi Ersöz'e aşık oldum sandım.Bir çok kitaplarını okuduğum halde isimlerini hatırlamıyorum pek.Sonuçta benim için, yazarın söyledikleri önemliydi.Sadece aklımda kalan, Cezmi Ersöz'ün *"Kırk Yılda bir Gibisin" kitabı beni benden almıştı.
*Duygu Asena'nın, Kadının Adı Yok adlı kitabını okuduktan sonra oynayacağım tek kişilik tiyatro oyununun ismini, "Kadının Adı Var" diye değiştirmemizin sebebi de; ana fikrin benzerliği olacaktı.Biz kadınların durumu ortada olsa da, söylemek istediklerimiz aynıydı.O yazarak, bense sahnede anlatıyordum.
Kendimi anlatmakta zorluk çektiğim bir zamanda, *Paulo Coelho - Simyacı'yla karşılaştım.Sabaha kadar oturup bitirdiğim, ve keşke bitmese dediğim, ilk göz ağrım oldu.Sonra araya, o çalışmak için yaşar hale geldiğim yıllar girdi.Yaşamak için çalışmalıydı insan oysa.Bu biçare süren zamansız zamanlarda, bir gün, bir umut ışığı hissettim içimde yaşama dair.Ya da umutlarımın tükenmişliğine eşlik eden kabul edişlerime, bir isyandı belki de.Nasıl olduysa ayaklarım beni eski dostların yanına getirmişti.Rafları, bir şey bulacağımdan eminmişim gibi taradım.O gün, yılgınlığımdan, özümdeki kendim için bir döngüye girdim belki. * "Uykusuzlar" - Gülşah Elikbank zaten bana aitmiş gibiydi.Ben de aldım.Ve böylelikle, okumadan geçen bir hayatın sıkıcılığını farkettim onunla.Bittiğindeyse kitapçıya koşup, tüm kitaplarını satın aldım. * "Siyah Nefes", * "Mavi Dağ", * "Kızıl Ölüm" adlı üçlemeyi birer nefeste bitirdim. -Benim için- Fantastik Edebiyatın Kraliçesiyle, sevgili Gülşah Hanımla yüz yüze tanışmaya kadar giden harika bir serüven oldu.Ardından keşke her ay bir kitap yazsa da okusam diye bekler oldum.Yayımlanır yayımlanmaz * "Yalancılar Ve Sevgililer"i de okudum tabii.Sonra da, daha eski bir kitabı olan * "Aşkın Gölgesi"ni.
Geçtiğimiz yıl keşfedip çok sevdiğim bir yazar da, Çiçek Sekban Tüfekçi.Bir fantastik yazar daha.Kitabı, "Etemenanki".Yeni kitabı "Plan" da fırında geliyor.
Bahsettiklerimin dışında, bir sürü alıp yarım bıraktığım, ya da okuyup da beni etkileyecek bir iz bırakmamış olanlar da var tabii.Mesela çok sevdiklerimden biri de, * "Sofie'nin Dünyası" - Jostein Gaarder'dı ki, hikayeleştirilmiş bir felsefe öğreticiliğiyle çekmişti beni."Anlatamıyorum" ilk ezberlediğim şiiri oldu Orhan Veli'nin.Nazım Hikmet, Piraye'ye yazdıklarıyla mest etti beni.Allahtan konumuz şairler ve yazarlar değildi.Yoksa bu mim, mim olmaktan çıkacaktı(çıkmadığı da pek söylenemez;). Ve belli ki benim için kitapların isminden çok, yazanlar önemli.
Sanırım 18 i buldu sayı.15 ten fazla kitaptan bahsettim ama, sonuçta; kaçından etkilendiğinden çok, hangilerinden etkilendiğin önemli.Uzunca bir yazı oldu bu defa.Okuyanların gözlerine sağlık deyip, kitapsız kalmamanızı diliyorum ;)
(Gülşah Elikbank'la ilgili "Uykusuzlar Ve Tılsım" adlı yazımı buradan okuyabilirsiniz.)
MİM; Etkilendiğim 15 Kitap
Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com
on
Salı, Kasım 01, 2016
Rating:
Size, hakkımdaki güzel sözleriniz için binlerce teşekkür. Okuduğunuz kitapların bir kısmını okudum ve ben de çok etkilendim. Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Che gibi vatan ve insan aşıklarından etkilenmemek mümkün mü?
YanıtlaSilAbinize de saygılarımı sunuyorum. Hem ODTÜ hem de felsefe... Kulağa çok hoş geliyor. Ne güzel rehberiniz varmış.
Eminim kızınız da bir kitap canavarıdır:)
En güzel günler sizin ve sevgili kızınızın olsun.
Ben kitaplar konusunda şanslıydım ama kızım keşke kitap canavarı olsaydı dediğiniz gibi:( Yaşı henüz küçük ve çok hareketli oluşuna veriyorum.oturup kitap okumaktansa sürekli baş aşağı durmayı tercih ediyor.Amuda kalkmayı seviyor demek ki ;))
SilKitaplarla güzel serüvenimi bana hatırlattığınız için ben teşekkür ederim.Sevgilerimle...
Ne kadar çok ortak okuduğumuz kitap ortak ilgi alanlarımız varmış :) Memnun oldum :)
YanıtlaSilSevindim aynı alanlardan keyif aldığımıza.Ben de memnun oldum;)
SilKadının Adı Yok kitabı benimde etkilendiğim kitplardandır.Simyacı'da öyle. Çoğunu okumuşum senin kitapların.
YanıtlaSilSeverek okuyoruz.Oleyy;))
SilListende ilgimi çeken ne çok kitap varmış :) Hemen not alıyorum. Cevaplamak için cevaplamamışsın. Ne güzel, içten cevaplar olmuş canım :)
YanıtlaSilTeşekkürler canim;) Sen de fantastik yazmayı seviyorsun.Umarım küçük de olsa bir katkı olabilmiştir.
SilOldukça ilginç bir liste. Bilmediğim çok kitap var. Bir sürü ismi not aldım. Teşekkür ediyorum 💙💙
YanıtlaSilBen teşekkür ederim.Birbirimizden öğreniyoruz bir çok şeyi.Yaşasın bloglar ;)
SilSimyacı'yı ve Kadının Adı Yok'u ben de okudum. Feminizmle ve masalımsı bilgeliklerle ilgili kitapları seviyorum. :)
YanıtlaSilSenin en dikkatini çekenin, "Dar Ağacında Üç Fidan" olacağını düşündüm.Psikolojiyle alakalı kısımlarda Yurdagül, ideolojiyle alakalı olan kısımlarda da sen geçiyorsun aklımdan ;)
Silyazarken.
SilHay maşallah hatunun mime verdiği cevaplardan bile bir kitap çıkar :) Fantastik, masalsı, daha doğrusu bugünden bahsetmeyen kitapları çok seviyorum ben de. Eline sağlık Aytülcüm ❤
YanıtlaSilİlahi Emine ne güldüm ;)) Farkındayım uzun olduğunun.Ama Blog Ayna Hikayesi olunca, illa hikayeleşiyor Mim de.Yazdıkça yazasım geldi ;) Masalsı seviyorsun madem, Jaya(önceki yazım)'ya vaktin olunca bir göz at vaktin olunca.Teşekkürler canim...
SilBir kitap listesi bile ne kadar çok şey anlatıyor hakkımızda. Kimilerini okumuşluğum var. Teşekkürler böylesi okuması zevkli cevaplar için :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim okuyan gözlerinize ;) Kişisel Bloglar olarak genellikle yazılarımızda Mim konularına bir şekilde değinmiş oluyoruz yazılarımızda.O yüzden her yeni Mimde bir çekince oluşuyor önce.Sonra da daha ne çok söylenecek söz varmış diye şaşırıp, büyük bir keyfe dönüşüyor her defa Mim yazmak ;)
SilSevgiler...
Dar Ağacın da Üç Fidan, Kadının Adı Yok, ve Simyacı en çok etkilendiğim kitaplardı benim de. Ahh Orhan Veli, Hele Nazım'ın o Pirayeye mektupları ne çok aynı kitaplardan geçmiş yolumuz =). Piraye'ye yazdığı mektupların sonun da çok kızmıştım Nazım Hikmet'e ve çok uzun süre affetmedim onu neden bilmem. Piraye'yi daha bir sevdim. Çok güzel bir mim olmuş gerçekten. Hatta mim gibi olmamış daha başka bir şey olmuş çok sevdim. Osman beyin Taş Evini de çok merak ediyorum. Ve en kısa sürede gidip görmek istiyorum bakalım nasip. Ayrıca yeni yazarlar ve yeni kitaplarla tanışmama da vesile olduğun için çok teşekkür ederim :) Sevgilerimle ♥
YanıtlaSilNazım Hikmet, şairliğinin, hayatı boyu duruşunun tartışılmaz olduğu bir değerimiz.Aşık olunası bir adam;) Ama aynı kızgınlık bende de var malesef Zehracım.Böylesi derin duygularla aşk yaşayan bir adam, nasıl olur da sevdiğini, sevenini yarı yolda bırakır diye.Kadınsal duygular herhalde;)
Silİzmir'de olup da bir gün Taş Ev'e gitmemek olmaz.Bakalım bir gün mutlaka.
Ben teşekkür ettim Can Zehra.Sevgiler kocaman.
Samimi bir mim olmuş bu. Severim samimi yazıları. Bende o Cin Ali kitaplarından sonda ilk kez 12 yaşimda falan Şule Yüksel Şenler in kitabı Huzur Sokağı kitabini okumuştum. Abim ODTÜ ye değil imam hatip lisesine gönderilmişti. Benim abim de bana o kitabı getirmişti. Sonra biz apar topar Almanyaya geldik 79 da. Sonra Hayat şartları değişti. 1980 darbesinden kaçan siyasilerle tanıştık. Huzur Sokağından sonra Kadının Adı Yok ile tanıştım. Öyle sevdim ki. Sonra Susanne Tamaro kitapları.. "Martı" kitabını hediye etmişti bir arkadaşım o zamanlar. Bunu oku ve düşünceni söyle demişti. O zaman çok iyi anlamıştım o arkadaşımı. Bana söyleyemediğini kitap yolu ile söylüyordu. O çok yükseklerde uçmak istiyordu Martı Jonathan gibi. Eyvallah, demem kolay olmadı tabi. Ama çok şey öğrendim. Kitaplar hepsi ayrı bir dünya.
YanıtlaSilSaimimi bir yorum daha.Hatta "Mini Mim" ;)) Hep diyorum ya tekrar söyliyeceğim, Mim konularını görünce aynı şeyleri yazacağım diye elim gitmiyor önce.İlk cümleden sonra başka boyuta geçiyorum.Çocukluktan bu güne zamanda yolculuk gibi, terapi gibi geliyor.
SilBerfin, bu defa kimseyi mimlemedim.Ama şu anda içimden geldi.Sen de seninkileri yazsana ;) Senin kitapların altında da bi' dolu hikaye var.
Tanıştığımıza çok sevindim. Bizim evde de bir odtu bir hacettepe öğrencisi iki tane ablam vardı ben büyürken. Ve dediğiniz gibi onların kitaplığından çok okudum saydıklarınızın hepsine aşinayım çoğunu okudum. Sadece kitaplar mı dinlenen müzikler de çok etkileniyor ablalar abilerden :) Çok güzel anlatmışsınız bayıldım :))
YanıtlaSilBeğenmenize de tanıştığımıza da çok sevindim ben de.Abim ve ablam iyi ki derim ben de hep.Onlardan çok şey öğrendim.Evin küçüğü olmak da ayrı şans ;) Sevgilerimle
SilÇok okuyabilen insanları kıskanırım hep, üstüne çok okuyup okuduklarını unutmayanları da daha çok kıskanırım :)
YanıtlaSilHah işte aynısı bende de var ;) Biz niye unutuyoruz bilmem ;)
SilHoşgeldiniz siz de sevgiler....
"Sofie'nin dünyasi"... simdiye Kadar 2. kez okudugum tek kitaptir. Yazarin diger kitaplari da güzeldi.
YanıtlaSilBir de Cezmi Ersöz'ün o kitabini ben de cook sevmistim.
Ben de bircok kitabi unuturum okuduktan ve üzerinden zaman gectikten sonra ama insanin ilk aklina gelenler iz birakanlar oluyor iste... :) Selamlar
Yanii, öyle değil mi, belki de tekrar okumak istediğimiz için unutuyoruzdur ;)
SilMesela benim aklım hala sizin halloween fotoğlarınızda ;)
Çok sevindim uğradığınıza, sevgiler...
Gülşah Elikbank'la tanışmışsınız! :)
YanıtlaSilYazarlara ve kitaplara baktım; aynı yollardan geçmişiz. Erdal Atabek, Duygu Asena, Nihat Behram (Nihat Behram'ın kitabı bana şiir yazdırmıştır), Cezmi Ersöz, Simyacı, Sofi, Piraye... Düşünce yapısının yanında sanıyorum yaş yakınlığı da bu çakışmada etkili...
Aslında aynahikayesinin altını üstüne getirmek istiyorum, okumak istediğim çok yazınız var.
Sevgiler diliyorum. :)
Güzel çakışma olmuş bu aramızda ;) Mimler birbirimize daha bir yaklaştırıyor bizleri.En sevdiğim yanı da bu.
SilGülşah Hanımla tanıştım ve arkadaşım gibi hissetmemi sağlayan çok naif birisi kendisi.Benim rock starım o ;)Çok teşekkürler sevgili Zülal, okundukça mutlu oluyoruz.Kocaman sevgiler benden de ;)
Aytülcüm artık böyle hitap etmek geldi içimden.
YanıtlaSilKusura bakma sana uğramaya bu aralar geç kaldım.
Ama geniş zaman ayıramadığımda sindir sindire okuyamadığımda,üzülüyorum.
Ne güzel bir okur geçmişi,yüreğine sağlık.
Harika seçimler,
Birbirimizi yakın bulmak zor olmuyor işte...
ODTÜ lü Felsefe okuyan abisi olmak herkese nasip olmaz,
Bu ayrıcalığın farkına varıp farkındalığını yaşamak da herkese nasip olmaz.
Gülşah Elikbank" İlk fırsatda kitabını okuyacağım,büyük kayıp böyle övgüye layık birisini tanımamak.
Sevgiler...
De Merihcim de ;) memnun oldum daha çok.Blog yazmanın en güzel yanı, yüreği sen gibi atan insanlara ulaşabilmek oldu benim için.Birbirimize ziyaretlerimiz dönem dönem farklılık gösterebiliyor.Bu da hayatın süregelen işleyişiyle alakalı olarak değişiyor.Hiç önemli değil.Gönüller bir biliyorum.Çok teşekkür ederim güzel sözlerine.Sağol...
Sil