Tüm seslerin arasında,
Bir melodi yankılanır usulca.
Gizemine kulak kabartanlara."
Schlegel
Okul yoklamalarındaki "buradayım" kadar hazırım olacaklara.Ya sen?..
Müzik başladığına göre, seninle olan konuşmamı kesip, susmalıyım.Seyircilerin birer gölgeye dönüştüğü, karanlığa gömüldüğü zaman geldi.Sözcüklerin, seslemeden duyulabildiği andayız.Ruhun bedenden ayrılıp, tüm evrene karışarak boşlukta; "tek" olduğu yerde.Ve bedenlerimizin her hücresini hissedebildiğimiz, o yerdeyiz...
Belki de her şeyin susması gerekiyor.Durması.Bitmesi hatta.Yeniden başlamak için, bitmesi gerekiyor.Oysa ki vedalar yüktür.Vedalara da veda et öyleyse.Veda et ki; omuzların gücünü kazanabilsin yine.
Şimdiyse, müziğe eşlik et sadece.Ve, dans et benimle...Bak, sarmaşıklar bile dans ediyor bu sahnede.Ve daha neler...Sazlıklardan yayılanları topluyor biri.Ama, çiftçilik yapmadığı anlaşılacak kadar bohem giyimli.Birleştiriyor özenle hepsini.Yerde kalanlar-dan, işe yaramaz çer çöpten, bir sanat eseri oluşturuyor oracıkta.O bir oyuncu.Diğerleri de...Bulutlar gökyüzüne resimler çizerken, kedilerle köpekler barış içinde oynuyor.Uçurtma uçuruyor bir çocuk, süslü uçurtma.Öyle bir uçurtma ki, gökkuşağı renkli.Albenisi tavuskuşlarını kıskandıracak cinsten.Zerafetiyle süzülmesinden belli..
Karanlığın gözleriyle görmeyi öğreneli beri, doğanın seslerini dansımla sesleyebilmeyi de öğrendim.Ancak sevdiğim şarkılar, gürültüye yenilirse; unuturum sözleri.
Ama biz seninle, sahnenin bir bölümünü unutsak bile, gözlerimizle yeniden yazmasını biliriz.Biliriz de, yine de, mimiklerimizle seviştiğimiz sevdamızı, ruhunla, "sen" olamayana sakın anma! Çünkü ruhunu bulduğun sevdanı, arar, kahrolursun! İşte o zaman gürültü galip gelir bize.Unuturum yeniden sözleri.Unuttuğun, artık bilmediğin bir sözcük, gözlerle anlatılır mı ki?O vakit, gözlerimin menekşe rengi kalır yalnız sana.Işıksız, boş bakan menekşe rengi...Oysa ben senin gece gözlünüm.Güneşi birlikte doğurduğumuz Ana Tanrıça Gece'nin gözleri.Güneşi doğurmazsak, gece gözlü, sarı elbiseli mor menekşeler açamaz ki.Neyse ki duyguların alınıp satılamadığı bir rüya bu.Paranın, hiç keşfedilmemişcesine unutulduğu bir rüya...Kedilerle köpeklerin barış içinde oynadığı, bulutların gökyüzüne resim çizdiği, çocukların süslü uçurtmalarını uçurduğu.Ve herkesin, çer çöpten bir sanat eseri oluşturduğu bir rüya.Bir menekşe var oracıkta.Vedalarla, biten yerdeki topraktan, yeniden başlamaya, yeniden doğmaya gebe.
Bir papatya gölgesine uzanmışım.Kır çiçekleri sarılı her yanım.Doğanın güzellikleri toplandı içime.Bir deniz kızının suya sarılmaya duyduğu özlem gibi, sahneye hasret kaldığı gecelerde, sahnenin perdelerini sen açtın bana...
Ben papatyanın kokusunu aldığım zaman,
Kapanır gözlerim.
Şairlere kafa tutarcasına,
Yüreğimle sevdamı yazarım.
Hele bir de gözlerine bakarsam,
Yüreğimin gücünü,
Sevdamı dünyaya çakarım.
Jaya'nın Gözlerinde Açan Menekşe
Reviewed by Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com
on
Pazar, Kasım 06, 2016
Rating:
O kadar güzel hissettirdin ki, Jaya'nın gözlerinde açan menekşeyi görme cesaretini buldum kendimde, ya da haddimi aşarak belki bu güzel anlatımın bir yerlerinde olmak bana çok iyi gelir diye sığındım diyebilirim.
YanıtlaSilOysa dünya, hayvan ve bitkilerle o kadar güzel ve zararsız ki. Belki de bunca kirlenmeye, maddeciliğe dönüşmesine sabır gösterebilmemiz onların görünmeyen desteklerindendir. Onların hatırına dünya zamanını bekliyordur durmak için... diye düşünmeden de edemedim.
Yüreğine, duygu ve düşüncelerine ve esinlerine sağlık. Kalemine sağlık Aytül. Sevgimle :)
Jaya'nın gözleriyle görenler açtıracak menekşeyi.Güzele doğruya -her şeye rağmen- inanan, güzel insanlar.Senin gibi Ece ablacım...
SilÇok teşekkürler, kocaman sevgiler...
Jaya o kadar içimizden olmaya başladı ki.. Yine çok güzel
YanıtlaSil"İçimizden olmaya başladı" cümlen müthiş.İlk ikisinde daha bir mitolojik yanıyla derinlerine inerken karakterin, bundan sonra hem o yönüyle, hem de içimizden olan tarafıyla olucak bizimle.Ne de olsa O, hem kendi kendinin Tanrıçası, hem de ölümlü ;)
SilCanim çok teşekkürler, sevgiler...
Okul yoklamalarındaki kadar hazır olmak olacaklara... Başka hangi yolla daha güzel anlatılabilirdi ki... Harika efendim, harika! :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler.Çok sevindim beğenmenize.
Silgaliba şimdiye dek en iyi yazın buydu sanki yaa. ama jayanın başını hatırlamadım okumadım galiba :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Deep ;) Bunu sevdiğine göre diğerlerini de seversin ;)
SilGüzel... Daha önce de yazdığım gibi okuyanı edebi hazzın doruklarına çıkaracak bir yazı. Yaşama dair ne güzel ipuçları vermişsin...
YanıtlaSilMustafa, çok teşekkürler.Bu duyguyu hisettirebildiysem ne mutlu bana ;)
SilMerhabaa adaşım ben geldimm ! :) ilk defa bir adasimla konusuyorum galiba . Yazinida cok begendim heleki ilk okul yoklamaları kismini ... henuz cok yeniyim buralarda zIyaret etmek istersen bende beklerim takibe aldim adaş ! :) mahiefruze.blogspot.com.tr
YanıtlaSilHoşgeldiiin ;))
SilGeldim, gördüm, takipteyim ;) Çok sevindim geldiğine ve beğendiğine.Bizler adaşlarımıza nadir rastladığımız için, birbirimizi bulunca inci bulmuş gibi oluyoruz ;) Sevgilerimle adaşım...
jaya'nın gözlerine bakamaya ben doyamam da,o gözlere bakmaya cesareti olmayanlarada
YanıtlaSildayanamam,çeker giderim oralardan.
Tebrikler.
Gören güzel gözlerine, gönlüne sağlık.Çok teşekkürler Merih.Sevgilerimle...
SilÇok güzel bir yazım, kutlarım.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, hoş geldiniz.
SilAytülüm ben gördüm jayanın gözlerini, gözlerinde açan mavi menekşeyi. Hatta o bembeyaz papatyaların kokusunu aldım buradan ve gözlerimi kapatıp rüyana misafir geldim. Öyle güzel bir rüya ki hiç bitmesin, uyanmayalım ve çocuklar o renkli uçurtmalarını sonsuza kadar uçursunlar. Çok güzel olmuş, kalemine ve bu rüyayı görecek kadar güzel olan yüreğine sağlık :) 💕💕
YanıtlaSilCan Zehra, "rüyama misafir olmak" lafını çok sevdim.Sen hep gel rüyalarıma ortak ol, yol-daş ol.Rüyalarımız gibi mis koksun günlerimiz de.Sımsıkı sarılıyorum sana ;)
Sil